Tulû’ vakti ile sabâhın 12 vakti arasında, gece ve gündüz uzunluklarının yarıları arasındaki fark kadar zemân vardır.
Cemâ’at ile öğle nemâzını, yazın sıcakda geç, kış günleri ise, erken kılmak müstehabdır. Akşam nemâzını her zemân erken kılmak müstehabdır. Yatsıyı, şer’î gecenin üçde biri oluncaya kadar geç kılmak müstehabdır. Gecenin yarısından sonraya bırakmak tahrîmen mekrûhdur. Bu gecikdirmeler, hep cemâ’at ile kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her nemâzı vakti girer girmez kılmalıdır. (Künûz-üd-dekâık)da yazılı ve Hâkimin ve Tirmüzînin bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (İbâdetlerin en kıymetlisi, evvel vaktinde kılınan nemâzdır)buyuruldu. (İzâlet-ül hafâ)nın beşyüzotuzyedinci sahîfesinde yazılı, (Müslim) kitâbındaki hadîs-i şerîfde, (Bir zemân gelecek, âmirler, imâmlar, nemâzı öldürecekler, [nemâzın edâsını] vaktinden sonraya bırakacaklardır. Sen, nemâzını vaktinde kıl! Senden sonra, cemâ’at olurlarsa, onlarla da, tekrâr kıl! İkinci kıldığın nâfile olur) buyuruldu. İkindiyi ve yatsıyı, İmâm-ı a’zamın kavline göre kılmak ihtiyâtlı olur. Uyanamayan, vitri yatsıdan hemen sonra kılmalıdır. Yatsıdan evvel kılarsa, sonra tekrâr kılar. Uyanabilen ise, gecenin sonunda kılmalıdır.
Bir beldede, bir nemâz vakti, mahallî veyâ müşterek vasatî zemâna göre ma’lûm iken, bu nemâzın ezânî zemâna göre vaktini bulmak için, şu iki düstûr kullanılmakdadır:
Müşterek zemâna göre vakt = Ezânî zemâna göre vakt + Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti.
Ezânî zemâna göre vakt = Müşterek zemâna göre vakt – Müşterek zemâna göre şer’î gurûb vakti. Gurûbdan evvelki zemânlarda, çıkarma yapabilmek için, önce 12 ilâve edilir. Ahmed Ziyâ beğin kitâbında, gurûb vakti yerine, zevâl vakti düstûru kullanılmakdadır.
Bu ikinci düstûr, herhangi bir vaktde, ezânî sâati ayârlamak için de kullanılır.
Mâlikî ve şâfi’î mezheblerinde, öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı nemâzları cem’ edilebilir. Bu iki nemâzdan biri, ikincisinin vaktinde kılınabilir.