Âyât-i hırz, (muhâfaza edici âyetler) demek olup, arabî (Teshîl-ül-menâfi’) tedâvî kitâbının 1982 ve sonraki târîhlerdeki İstanbul baskısı sonuna, ilâveli olarak yazılmışdır. Abdest alıp, yedi istigfâr ve onbir salevât okuyup hastanın sıhhatına niyyet ederek, güneş doğdukdan ve ikindi nemâzından sonra, günde iki def’a hasta üzerine okuyup, işâret bulunan yerlerde, hastaya üfürmeli, şifâ buluncıya kadar [kırk gün kadar] devâm etmeli. Her def’ası sonunda, bir Fâtiha okuyarak, sevâbını Peygamber efendimizin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ve Behâüddîn-i Buhârî, Ahmed Rifâ-i ve imâm-ı Rabbânînin rûhlarına hediyye etmelidir. Bir nüsha [Muska] yazıp, yanında taşırsa, sihrden, büyüden, nazar değmesinden korur. Murâdı hâsıl olur. 138. ci maddeye bakınız!
(Hizb-ül-bahr) okumak da, derdlerden kurtulmak için pek fâidelidir. Bunu Ebül-Hasen Şâzilî hâzırlamışdır.]
Dârimînin (Müsned)inde, Abdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü anh” diyor ki, (Evde, Bekara sûresi başından (Müflihûn)a kadar beş âyet okunduğu gece, şeytân o eve giremez.)
Meyyit defn edilince, baş tarafında, Bekara sûresinin başını, ayak tarafında sonunu okumak emr olundu.
Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir evde, şu otuzüç âyet okunduğu gece, yırtıcı hayvân ve eşkıyâ, düşman, sabâha kadar canına, malına zarar yapamaz: Bekara başından beş âyet, Âyetelkürsî başından (Hâlidûn)e kadar üç âyet, Bekara sonunda (Lillahi)den sûre sonuna kadar üç âyet, (A’râf) sûresinde (İnne Rabbeküm)den (Muhsinîn)e kadar, ellibeşden i’tibâren üç âyet, (İsrâ) sûresi sonundaki (Kul)den iki âyet, Sâffât sûresi başından (Lâzib)e kadar onbir âyet, Rahmân sûresinde (Yâ ma’şerelcin)den (Fe izâ)ya kadar iki âyet, Haşr sûresi sonunda (Lev enzelnâ)dan sûre sonuna kadar, Cin sûresinde başından (Şatatâ)ya kadar dört âyet.)
Yedi kerre Fâtiha okuyup, derd, ağrı olan uzva üflenirse, şifâ hâsıl olur. (Tefsîr-i Azîzî)den terceme temâm oldu.
Abdüllah-ı Dehlevî “rahmetullahi aleyh”, yüzonyedinci mektûbunda buyuruyor ki, (Her işde, Pîrân-ı kibârın ervâh-ı tayyıbesini vâsıta yaparak, Allahü teâlâya ilticâ ve düâ etmelidir. [Bunun için (Silsile-i aliyye)yi okumalıdır.] Bunların vâsıtası ile, dînî ve dünyevî murâdları ihsân eder.) (Silsile-i aliyye), (Se’âdet-i Ebediyye) ve (Eshâb-ı Kirâm) kitâblarında yazılıdır. Âyet-i kerîmenin ve düânın te’sîr etmesi için, okuyanın Ehl-i sünnet i’tikâdında olması, kul hakkından sakınması, harâm ve habîs şey yimemesi ve okunan kimseden karşılık istememesi şartdır.
[İlâc almak, âyet-i kerîme ve düâ okumak, üflemek ve yanında taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mâni’ olmaz.