2- Yemek sofrasında, önündeki ufaltıları yimek, yemeğin şifâsındandır. Önünde küçük lokma varken büyüğüne başlama ve ufaltıları yimekden çekinme!
3- Bedenin râhatını seversen az yemek yi! Yemeğin âdâbı ve sünnetleri çokdur. Fekat başlarken Besmele ile başlamağı, sonunda da Elhamdülillah demeği unutma! Evvel ve sonunda tuzla başla ve bitir!
LÜZÛMLU BİLGİLER
(Fetâvâ-yı Hindiyye) beşinci cildde diyor ki, her dürlü tegannî, ya’nî çalgı ile, kadın ve oğlan sesi ile şarkı söylemek ve dinlemek harâmdır. Ansızın işitir ve oradan kaçarsa günâh olmaz. Günâh olmıyan şeyleri böyle olmıyan seslerle dinlemek câiz olur. İlm, ahlâk bulunan şi’r yazmak, söylemek câizdir. Diri ve belli bir kadını anlatan söz, yazı mekrûhdur. Kur’ân-ı kerîm okumağa, nemâz kılmağa vakt bırakmıyan her mubâh iş mekrûhdur. Tekkelerde ilâhîler okuyarak raks etmek, oynamak, dönmek harâmdır. Bu tekkelere gitmek, oturmak da harâmdır. Şimdi, dinden haberi olmayan fâsıklar, böyle tarîkatcılık yapıyorlar. Düğünlerde ve küçük çocuğu eğlendirmek için kadının def çalması câizdir. Halâl şarkılarla, çalgı ile birlikde çalması câiz değildir. Erkeklerin bayramlarda def, davul çalmaları da böyledir. Günâh şey söylemeden ve başkalarını güldürmek için olmıyan mizâh, latîfe söylemek câizdir. Kuvvetlenmek için güreşmek câizdir. Oyun ve eğlence için mekrûhdur. Tavla, onaltı taş, iskambil, briç ve bilardo, bezik, futbol, voleybol gibi oyunlar, kumarsız da olsalar, mâlâ-ya’nî oldukları için harâmdır. İlm öğrenmeğe, nemâz kılmağa mâni’ olan herşey harâmdır. Satranç, kumar ile olursa harâm, kumarsız mekrûhdur. Yalan söylemek harâmdır. Yalnız, harbde düşmana ve iki müslimânı barışdırmak için ve zâlimden mazlûmu kurtarmak için câiz olur. Günâh işlemeği düşünmek, işlemeğe niyyet etmek, karâr vermek günâh olmaz, yapmak günâh olur. Günâh işleyene tatlı sözle Emr-i ma’rûf, ya’nî nasîhat edilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise edilmez, susulur. Sözü dinlenecek ise, sert söylenir. Söğmek, kötü söylemekle Emr-i ma’rûf yapmamalıdır. Karşılık verecek kimseye, Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapılmaz. Karşılığa sabr edebilirse yapması efdal olur. Âmirler el ile, âlimler dil ile, câhiller kalb ile Emr-i ma’rûf yapar. İnsan evvelâ kendine Emr-i ma’rûf yapmalıdır. Câhil, âlime Emr-i ma’rûf yapmamalıdır. Bir günâhı yapmak âdeti olan, o günâhı işliyeni görünce, Emr-i ma’rûf yapar. Günâh işliyene Emr-i ma’rûf yapamıyan kimse, onun babasına söyler veyâ yazar.