384

İbn-i Celâh “rahime-hullahü teâlâ” Medînede fakîr düşmüşdü. Hucre-i se’âdete geçip, (Yâ Resûlallah! Bu gün sana müsâfir geldim. Karnım çok açdır) dedi. Bir kenâra çekilip uyudu. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” rü’yasında görünüp, büyük bir ekmek verdi. Diyor ki, çok aç olduğum için, hemen yimeğe başladım. Yarısı bitince uyandım. Kalan yarısını elimde buldum.

Ebül-Hayr Akta’ “rahime-hullahü teâlâ” Medînede beş gün aç kalmışdı. Hucre-i se’âdetin yanına gelip, Resûlullaha selâm verdi. Aç olduğunu bildirdi. Bir yana çekilip uyudu. Rü’yâda, Resûlullahın geldiğini gördü. Sağında Ebû Bekr-i Sıddîk, solunda Ömer Fârûk ve önünde Aliyy-ül Mürtezâ “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” vardı. Hazret-i Alî gelip, yâ Ebel Hayr! Kalk, ne yatıyorsun? Resûlullah geliyor dedi. Hemen kalkdı. Resûlullah gelip, büyük bir ekmek verdi. Ebül-Hayr diyor ki, çok aç olduğum için hemen yimeğe başladım. Yarısı bitince uyandım. Kalan yarısını elimde buldum.

Ebû Abdüllah Muhammed bin Ber’a “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, babam ile Mekkede parasız kaldık. Ebû Abdüllah bin Hafîf “rahime-hullahü teâlâ” de yanımızda idi. Medîneye geldik. Ben çocukdum. Acıkdım diyerek ağlardım. Babam dayanamadı. Hucre-i se’âdete gelip, (Yâ Resûlallah! Bu gece sana müsâfiriz) dedi. Bir yana oturdu. Gözlerini kapadı. Biraz sonra, başını kaldırıp güldü. Sonra çok ağladı. Gözünü açıp, Resûlullah elime para verdi dedi. Avucunu açdı. Paraları gördüm. Bunları hem kullandık, hem de sadaka verdik. Râhatça Şîrâzda evimize geldik. [Ebû Abdüllah Muhammed bin Hafîf “rahmetullahi aleyh” 371 [m. 981] de vefât etmişdir.]

Ahmed bin Muhammed Sôfî “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, Hicâz çöllerinde varlığım kalmadı. Medîneye geldim. Hucre-i se’âdet yanında Resûlullaha selâm verdim. Bir yana oturup uyudum. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” görünüp, (Ahmed geldin mi? Avucunu aç!) buyurdu. Avucumu altınla doldurdu. Uyandım. Ellerim altın dolu idi. [Ebül-Abbâs Ahmed bin Muhammed Vâ’iz Endülüsî “rahmetullahi aleyh” 671 [m. 1284] de Mısrda vefât etdi.]

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” âşıklarının temiz kalblerinden çıkan sözler, edebe, saygıya uygunsuz görünürse, bunlara birşey dememeli, susmalıdır. Buradaki edeblerden, saygılardan biri de, susmakdır. Âşıklardan biri, Kabr-i se’âdetin yanında, her sabâh ezân okur, nemâz uykudan dahâ iyidir derdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.