384

Resûlullahın mubârek zevcelerinin “radıyallahü teâlâ anhünne” odaları, Mescid-i se’âdete katılmadan önce, Hucre-i se’âdetin kıble tarafında yer pek azdı. Muvâcehe-i se’âdete karşı durmak güçdü. Ziyâretçiler, Hucre-i se’âdetin Ravda-i mutahhera dıvarındaki kapısı önünde kıbleye karşı durup, selâm verirlerdi. Sonra imâm-ı Zeynel’âbidîn “rahime-hullahü teâlâ” Ravda-i mütahherayı arkaya alıp, selâm verirdi. Mubârek zevcelerin odaları, mescide katıldıkdan sonra, (Muvâcehe-i şerîfe) penceresi önünde durup ziyâret edildi.

Din imâmları, Medîne-i münevverede kalacaklar ve ziyâretçiler için birçok edeb ve şartlar bildirmişlerdir. Bu şartlar ve edebler, fıkh ve menâsik kitâblarında yazılıdır. (Mir’ât-ül-Haremeyn) kitâbının yazarı Eyyûb Sabri pâşanın “rahime-hullahü teâlâ” (Tekmile-tül-menâsik) kitâbında hepsi yazılıdır.

İslâmiyyetde ilk yapılan türbe, Resûlullahın medfûn olduğu (Hucre-i muattara)dır. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem”efendimiz, çok sevdiği zevcesi Âişe “radıyallahü anhâ” vâlidemizin odasında, hicretin onbirinci 11 [m. 632] senesi, Rebî’ulevvel ayının onikinci pazartesi günü, öğleden önce vefât etdi. Çarşamba gecesi, bu odaya defn edildi.

Âişe “radıyallahü anhâ” hazretlerinin odası, üç metre yüksekliğinde, kerpiçle hurma dallarından yapılmışdı. Biri garb, öteki şimâl tarafında iki kapısı vardı. Garb kapısı, Ravda-i mutahhera tarafındadır. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” halîfe iken, onyedi senesinde, Mescid-i se’âdeti genişletirken, Hucre-i se’âdetin etrâfına kısa bir taş dıvar çevirdi. Abdüllah bin Zübeyr “radıyallahü teâlâ anh” halîfe iken, bu dıvârı yıkıp, siyâh taş ile yeniden sağlam yapdırdı. Bu dıvarın üstü açık olup, şimâl tarafında bir kapısı vardı. Abdüllah bin Zübeyr, 73 [m. 692] de şehîd edildi. Hazret-i Hasen “radıyallahü teâlâ anh”, kırkdokuz senesinde vefât edince, vasıyyeti gereğince, hazret-i Hüseyn, kardeşinin “radıyallahü anhümâ” cenâzesini Hucre-i se’âdet kapısına getirip, düâ ve istigâse edeceği zemân, buraya defn edeceklerini sanarak, içeri sokmasını istemiyenler oldu. Gürültüyü önlemek için, içeri sokulmayıp, Bakî’ kabristânına defn olundu. İleride böyle hâller olmaması için, dıvarın ve odanın kapısını dıvarla örüp kapatdılar.

Emevî halîfelerinin altıncısı olan Velîd “rahime-hullahü teâlâ” Medîne vâlîsi iken, dıvârı yükseltdi ve üzerini küçük bir kubbe ile örtdü. Üç kabr, dışardan görülemez ve içeri girilemez oldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.