384

Esmâ, bunları işitince, Allahü teâlânın ni’metleri Ca’fere âfiyet olsun. Fekat, herkes bunu benden işitince inanmazlar diye korkuyorum. Yâ Resûlallah, minbere çık sen söyle! Sana inanırlar dedi. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” mescide teşrîf edip, minbere çıkdı. Allahü teâlâya hamd ve senâ eyledikden sonra,(Ca’fer ibni Ebî Tâlib, Cebrâîl ve Mikâîl ile birlikde yanıma geldiler. Allahü teâlâ, ona iki kanad vermiş. Bana selâm verdi)buyurdu. Sonra, Esmâya haber verdiklerini bir bir söyledi. Bu hadîs-i şerîfler gösteriyor ki, Allahü teâlâ, şehîd olan ve sâlih olan kullarına, insanlara fâideli olan işleri yapmak için izn vermekdedir. Bunu bildiren, dahâ nice haberleri hadîs âlimleri yazmışlardır. Bunlardan birini, imâm-ı Celâleddîn Süyûtî şöyle bildiriyor: İbni Ebiddünyâ diyor ki, Ebû Abdüllah Şâmî, rumlarla gazâya gitmişdi. Düşmanı kovalıyorlardı. İki kişi askerden uzaklaşdılar. Birisi şöyle anlatıyor: Düşman kumandanına rastladık. Üzerine hücûm etdik. Çok savaşdık. Arkadaşım şehîd oldu. Geri döndüm. Askerlerimizi aradım. Sonra kendi kendime dedim ki, sana yazıklar olsun! Ne için kaçıyorsun. Geri döndüm. Düşman kumandanına saldırdım. Kılıncım boşa gitdi. O, bana saldırdı. Beni devirdi. Göğsümün üstüne oturdu. Beni öldürmek için eline bir şey aldı. Tâm o sırada, şehîd olmuş olan arkadaşım yerinden fırladı. Ensesinden saçlarını yakaladı. Üstümden çekdi. Birlikde kâfiri öldürdük. Uzakdaki bir ağaca kadar birlikde konuşarak yürüdük. Orada ölü olarak yatdı. Arkadaşlarıma gelip, olanları haber verdim. Hanefî mezhebi âlimlerinden (Ravdat-ül-Ulemâ) kitâbının sâhibi Hüseyn Buhârî Zendüvistî ve (Zübdet-ül-Fükahâ) kitâbının sâhibi de, bu vak’ayı bildirmişlerdir. Hadîs âlimlerinden Mehâmilî (Emâliyyül-İsfehâniyye) kitâbında bildiriyor ki, Abdül’azîz bin Abdüllah dedi ki, bir arkadaşla Şâmda idik. Yanında zevcesi de vardı. Bunların oğlunun şehîd olduğunu dahâ önceden biliyordum. Yanımıza bir süvârî geldi. Arkadaşım, bunu karşıladı. Zevcesine dönerek, bu bizim oğlumuz dedi. Zevcesi, şeytân senden uzak olsun. Sen aldanıyorsun. Oğlunun çokdan şehîd olduğunu unutdun mu dedi. Adam, söylediğine pişmân oldu. Fekat, süvârîye yaklaşdı. Dikkat ile bakarak, vallâhi bu bizim oğlumuz dedi. Kadın da, bakmak zorunda kaldı. Vallâhi o diye bağırmağa başladı. Babası, oğlum sen şehîd olmuşdun değil mi? dedi. Evet babacığım. Fekat, Ömer bin Abdül’azîz şimdi vefât etdi. Şehîdler, onu ziyâret etmek için Rabbimizden izn istedik. Ben ayrıca size selâm vermek için de izn istedim, dedi. Vedâ’ edip yanlarından ayrıldı. Az zemân sonra, Ömer bin Abdül’azîzin vefât etdiği işitildi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.