Kunûtsuz vitr kılmak sahîhdir. Yalnız farzları ve bir rek’at vitri kılana dil uzatılmaz. Sünnetleri kılanlara sevâb vardır. Kılmıyanlara günâh yokdur.
Ey kardeşlerim! Âyetden, hadîsden söyliyorum. Kafamdan söylemiyorum. Hırlıyan ve uluyan müşrikler, Resûlullaha yalancı, büyücü diyenler gibidir. Kitâbı ve sünneti bildirenlerden kaçanlar, Hakdan kaçan alçaklara benziyor, diyor.
Mevlid okumak, tarîkatlar, delâil-i şerîf okumak, iskat ve telkîn, sonradan ortaya çıkarıldı. Bâtıl ve merdûddurlar. Bunları çıkaranlar, kendilerini Allahü teâlâ yerine koymuş oluyor. Kabûl edip yapanlar da, bunlara tapmış oluyorlar. Dinde herşey bildirildi. Söylenmedik kalmadı. (Ümmet yetmişüç fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız, benim ve Eshâbımın yolunda olanlar kurtulacakdır) buyuruldu. Bütün tarîkatler bâtıldır. Resûlullah zemânında olmıyan şeyler merdûddur. Kâdirî, Şâzilî, Mevlevî, Nakşibendî, Rıfâî, Ticânî, Hâlidî, Üveysî… dahâ nice tarîkatler, doğru yoldan ayrılmak, Kur’âna uymamakdır. Müslimân adından başka her ismi atmalıdır. Zemân-ı se’âdetdeki gibi kardeş olmalıdır. Selâmeti, kabrlerden, ölülerin rûhlarından istemek gibi, dîn-i islâmda olmıyanı yaparak, kâfir müşrik olmamalıdır. Dînimiz, zikr, tesbîh ve tekbîr için boncuklar ve tekkeler ve kabrler üzerine türbe, kubbe yapmağı emr etmedi. Türbeleri yıkmağı emr eyledi. Allahü teâlâ, (Bana düâ ediniz! Kabûl ederim) dedi. Peygamberlere düâ ediniz veyâ Evliyâya düâ ediniz demedi. Ya’nî mevtâ ile tevessül veyâ kabrlerinden ve rûhâniyyetlerinden imdâd taleb ediniz demedi. Peygamberlerin bize fâide ve zarar veremiyeceğini Allah bildiriyor. Kur’ân-ı kerîmin yokdur dediğini istemek, Allahü teâlâya inanmamak olur. Mevtâdan imdâd taleb edenler kâfir ve müşrikdirler. Peygamberin okuduğu salevâtlar vahydir. Başkasının söylediği salevâtlar bid’atdir. Bid’at, vahyden üstün olamaz. Delâil kitâbını yazan, kendini Allah makâmına koymuş. İbâdet îcâd etmiş. Okuması için günler ta’yîn etmiş. Allaha inâbe yerine, şeyhlere inâbe ediyorlar. Eshâb-ı kirâm, tarîkat, mevlid ve salevât tertip ve ihdâs etmediler. Sonra gelenler, vatan himâyesi ve düşmanın kahr olması için, (salât-i münciyye), (salât-i nâriyye) gibi bid’atler emr etdiler. Millet, iskât yapılır diyerek, ibâdeti terk ediyor. Telkîni de ölü işitmez. İslâmda yeri yokdur). Vehhâbî kâfirin yalan, bozuk sözleri temâm oldu.
Allahü teâlâ ve Onun Resûlü, nemâzın emr olunduğuna inanmadığı, ehemmiyyet vermediği için kılmıyana kâfir dedi. Tenbellikle kılmıyan kâfir olmaz. Fâsık, günâhkâr olur. Hanefî mezhebinde vitr nemâzını üç rek’at kılmak vâcibdir.