384

Rûh, madde değildir. Bunun için, melekler gibi, Allahü teâlânın emri ve izni ile, dünyâda iş yaparlar. Meleklerin, Allahü teâlânın izni ile, bu dünyâda, iş yapdıkları, yok etdikleri, diriltmek, öldürmek gibi işlerin yapılmasına vâsıta oldukları, Kur’ân-ı kerîmin çeşidli yerlerinde bildirilmişdir. Cin ve şeytânlar da, güç şeyleri kolayca yapıyorlar. Süleymân aleyhisselâma, cinnin hizmetlerini Kur’ân-ı kerîm haber veriyor. Meselâ Sebe’ sûresinin onüçüncü âyetinde meâlen, (Cin, Onun her istediğini, kal’a, resm, büyük kazanlar ve yerinden kaldırılamıyan çanaklar yaparlardı) buyuruyor. Cin, melekler ve rûhlar kadar olgun ve kuvvetli olmadığı hâlde, büyük işler yapıyor. Bu dünyâda, göremediğimiz çok şey var ki, insan gücünün yetişemediği işleri yapmakdadırlar. Meselâ, çok hafîf olan ve göremediğimiz hava, fırtına, kasırga şeklinde eserek, ağaçları devirmekde, binâları yıkmakdadır. [Elektrik ve laser ışınları ve elektro-mağnetik dalgaları, atomlar, gözle, hattâ ultra-mikroskopla görülemedikleri hâlde, aklları şaşırtan büyük işler yapmakdadır.] Nazar değmesi, sihr ya’nî büyü ve benzerleri kuvvetleri göremiyoruz. Hâlbuki, korkunç te’sîrlerini işitmiyen yokdur. Bütün bunların yapdıklarının yapıcısı, hiç şübhesiz, Allahü teâlâdır. Bunlar, Allahü teâlânın yapmasına, yaratmasına sebeb oldukları için, bunlar yapdı sanıyoruz ve bunlar yapdı diyoruz. Bunların yapdığını söylemek, küfr, şirk olmıyor da, Evliyânın rûhları yapıyor demek niçin şirk olsun? Onlar, Allahü teâlânın izn vermesi ile ve yaratması ile yapdıkları gibi, Evliyânın rûhları da, Allahü teâlânın izn vermesi ile ve yaratması ile yapmakdadır. Onların yapdıklarını söylemek de, şirk olur denirse, Kur’ân-ı kerîme karşı gelinmiş olur.

Bu kimse, (Cinnin, şeytânların ve havanın te’sîr etdiklerini, Kur’ân-ı kerîm haber veriyor. Bunun için, onlar yapıyor demek câiz oluyor. Evliyânın rûhlarının birşey yapdıklarını Kur’ân-ı kerîm bildirmediği için, rûhlardan birşey istemek şirk olur) derse, yukarıda bildirdiğimiz, (En-nâzi’ât) sûresinin beşinci âyet-i kerîmesini unutdun mu deriz. Gözlerinin açılmasını isteyen a’mâya bildirilen hadîs-i şerîfdeki düâ ve çölde yalnız kalanın okumasını emr eden düâ ve(kabr ziyâret ederken, ölüye selâm veriniz!) emri ve Osmân bin Huneyfin “radıyallahü teâlâ anh” haber verdiği hâdise, bundan evvelki kısmda bildirilmişdi. Bunların hepsi ve benzerleri dahâ nice vesîkalar, gâib olandan ve kabrdekinden yardım istemenin câiz olduğunu göstermekdedirler. Fekat bu kimse, meşhûr ve sahîh olan bu hadîs-i şerîflere daîf veyâ mevdû’ damgasını basıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.