● Ni’metleri başkalarına göstermek, hamd etmek olur. 1/234. [Mektûbât Tercemesi: 286.]
● Nefs-ül-emr mertebesi [kendisini görmek], vehm mertebesinden [hayâlini görmekden] ekvâ ve esbetdir. 3/100.
● Nefs-ül-emr mertebesi vehmlerin zevâliyle [yok olması ile] zâil olmıyan [yok olmıyan] vücûd demekdir. 2/44. [Se’âdet-i Ebediyye: 943.]
● Nefs-ül-emrde aynadaki sûret mevcûd değildir. Fekat, tevehhüm ve tehayyül [kuruntuya düşme, hayâle getirme] i’tibâriyle, sûretin husûli nefs-ül-emrî olur. Birincisi, mutlaka nefs-ül-emrîdir. İkincisi tevehhüm ve tehayyülün tavassutuyla nefs-ül-emri olur. 2/44. [Se’âdet-i Ebediyye: 943.]
● Nefs-i emmâre. 2/50. (Se’âdet-i Ebediyye: 948.]
● Nefs-i emmâre eşyânın en câhilidir. Himmeti [gayreti] kendini mahv etmeğedir. 3/27. [Se’âdet-i Ebediyye: 428.]
● Nefs-i emmârenin gâyesi, kendisi gibi bir kimseye bağlı olmayıp, herkes ona bağlı ola. [Ondan emr ala, ona uya.] 3/60.
● Nefs, bizzât, ahkâm-ı semâviyyeyi inkâr eder. 3/60.
● İnsanın nefsi, Allahü teâlâya isyân, can düşmanı olan şeytâna itâ’at dilemekdedir. 3/27. [Se’âdet-i Ebediyye: 428.]
● Herkesin ene [ben] diye hitâbından [söylemesinden] kasdedilen kişi kendi nefsidir. 3/62. [Se’âdet-i Ebediyye: 754.]
● Nefs-i emmâre hayvanlarda yokdur. 1/260. [Mektûbât Tercemesi: 326.]
● Nefs-i nâtıka, nefs-i emmâre demekdir. 1/34. [Mektûbât Tercemesi: 60.]
● Nefs-i nâtıkanın hakîkati adem [yokluk]dur ki, vücûdün aks etmesi [yansıması in’ikâsı] vâsıtası ile, kendini mevcûd tasavvur etmişdir. [Kendini, vücûd vâsıtası ile mevcûd zan etmişlerdir.] 3/62. [Se’âdet-i Ebediyye: 754.]
● Nefs, bir merkez, santraldır. Duygular, organlar onun tafsîlatıdır [âletleridir]. 1/22.[Mektûbât Tercemesi: 38.]