● Nefsin tezkiyesi [kötülüklerinin izâlesi] mergûbdur [beğenilir]. 3/60.
● Nefsin tezkiyesi, kalbin safâsına ve onu kalbin siyâset eylemesine bağlıdır. 3/23.[Fâideli Bilgiler: 454.]
● Nefs mutmainne olunca, serkeşlik [dikbaşlılığı] ve taşkınlığı kalmaz. 2/50. [Se’âdet-i Ebediyye: 948.]
● Nefsin itmînânı, Zât-i ilâhînin tecellîsi zemânında olur. 1/253. [Mektûbât Tercemesi: 316.]
● Nefs mutmainne oldukdan sonra meydâna gelen serkeşliği [dik başlılığı, isyânı], dört unsurda olup, bu serkeşlik, hilâf-ı evlâ olanı terk etmek ve ruhsatı istemek ve azîmeti terk eylemek olup, harâm işlemek ve farzları terk etmek değildir. 3/27.[Se’âdet-i Ebediyye: 428.]
● Nefsin itmînânı, anâsırın [unsurların, maddelerin] i’tidâlinden [orta derecede olmasından] evvel veyâ sonra olur. Birincisinde, rezîl sıfatlara dönmesi muhtemeldir. 2/50. [Se’âdet-i Ebediyye: 948.]
● Nefsin itmînânı, ilm-i huzûrînin yok olmasından ibâret olan nefsin fânî olması sebebi ile olur. 3/52. [Se’âdet-i Ebediyye: 924.]
● Nefsin safâsiyle keşf-i mugayyebât olur ki, istidrâcdır. 3/23. [Fâideli Bilgiler: 454.]
● Nefs-i emmâre inadcıdır. Bir işi murâd etdikde, netîcesine varmağa acele eder. Hakîkatini ve boşluğunu [bâtıllığını] düşünmez. 1/228. [Mektûbât Tercemesi: 280.]
● Naks ve şer ve kötülük demek, bunları anlamak demekdir. Fenâlık ve naks ile vasflanmak değildir. 1/9
● Nokta-i cevvâleden [Bir ipin ucuna taş bağlayıp, diğer ucundan tutup, çevirince, taşdan] hâsıl olan dâire-i mevhûmenin [hakîkatde olmayıp, var gibi görünen dâirenin] o noktaya [taşa] hiç ilgisi yokdur. Faraza o dâire temâm görünse, dâire hâsıl olunca, o nokta sınırlanmamışdır. Nokta dâirenin herhangi bir cihetindedir, denilemez. 3/68[Se’âdet-i Ebediyye: 926.]