● Birkaç günlük ömrü, en mühim işlere sarf edeler. Geceleri ihyâ etmeği, seherleri ağlamağı ganîmet bileler. 4/30.
● Ömr, her ân geçmekde, ecel-i müsemmâ yaklaşmakdadır. Bu kısa fırsatda, çok zikr ile meşgûl olmalıdır. 6/87.
● Ömer “radıyallahü anh”, hıristiyân kâtib kabûl etmedi. Câiz değildir, dedi. 6/55. [Hak Sözün Vesîkaları: 348.]
● Ömerin gadabından korkunuz. Çünki, Allahü teâlâ gadab eder. 5/152.
● İhlâssız amel, rûhsuz kalıb gibidir ki, kabûl olması mümkin değildir. 4/31.
● Amel vaktinde ecr taleb etmek, kendini ecrden mahrûm eylemekdir. 4/61.
● Her amel ki, Allah rızâsı için ise, zikre dâhildir. 4/160.
● Kötü işler hâtırıma geliyor korkusu ile hayr ameli terk etmek câiz değildir. Amel et, tevbe et. 5/29.
● Ameli terk eylemeyeler ve ondan istigfârı dahî terk eylemeyeler. 6/186.
● Umûma azâb vâki’ oldukda, sâlihler magfiret ve rıdvana mazhar olur, hadîsi. 4/29.[Se’âdet-i Ebediyye: 89.]
● Anâsır-ı selâsenin [üç unsurun] nasîbi, vilâyet-i mele-i a’lâya kadardır. Unsur-ı hâk’in [toprak unsurunun] nasîbi, nübüvvet mertebesinin kemâlâtındandır. 4/205.
● Avâm, hakîkat ehlinden yüz çevirirler. Ve mahlûkâtın ahvâlini bilmiyen, dahâ yüksek olan işleri bilmez derler. 4/50. [Hak Sözün Vesîkaları: 328, Kıyâmet ve Âhıret: 161.]
● Avâmın bâtını zâhiri ile karışıkdır. Ve zâhirin gafleti bâtına sirâyet eder. 5/5.
● Avâmın ma’rifeti ile havâsın ma’rifeti bir değildir. 4/88.
● Avâmın ve ehassül-havâsın îmânı [başdakilerin ve sondakilerin îmânı] gaybî olup, ortadakiler şühûd lezzeti ile doymuşlardır. 4/124.