● Mâsivâ mevcûd değildir. Yokdur. Lâkin mevcûd görünmekdedir. 6/7.
● Allahü teâlâdan gayrisi, yok olucudur ve bir şey değildir. Hak olarak görünen bâtıl ve var görünen yokdur. Onun zâtı, yoklukdur ki, her dürlü kötülük ve noksanlığın kaynağıdır. 6/227.
● Mâsivâya bağlı olunca, kurtuluş mümkin değildir. 4/16.
● Mâsivâya bağlılık, kalb hastalıklarının en şiddetlilerindendir. Ve onun tedâvîsi, mühim şeylerin en mühimmidir. 6/94.
● Mâsivâyı yok etmek için, tevhîd-i vücûdî kullanılmaz. [Yürürlükde değildir.] Tevhîd-i şühûdî lâzımdır. 4/150.
● Mâsivânın yok edilmesinden murâd, mâsivâya bağlantının ve onun maksad oluşunun yok edilişidir. Belki, mâsivâyı görmek ve devâmlı onunla meşgûl olmağı yok etmekdir. Tevhîd-i şühûdînin hâsılı budur ki, bu yolun şartıdır. Mâsivâ hakîkatde mevcûd olsun, gerek olmasın. 4/152.
● “Mü’min kardeşinin ihtiyâcını gidermek, on sene i’tikâf eylemekden hayrlıdır”. Hadîs-i şerîf. 4/147. [Herkese Lâzım Olan Îmân: 141, Cevâb Veremedi: 342.]
● “Bir mü’minin ihtiyâcını îfâ için bir kimse yürürse, Hak celle ve a’lâ yetmişbeşbin meleği ona koruyucu kılıp, eğer sabâh vakti ise, akşama kadar ve eğer akşam vakti ise, sabâha kadar ona rahmet ile düâ ederler. Ve herbir adımını kaldırdıkca, bir günâhını mahv ve bir derece yükseltirler.” Hadîs-i şerîf. 4/147. [Herkese Lâzım Olan Îmân: 141, Cevâb Veremedi: 342.]
● “Bir mü’min kardeşinin ihtiyâcına bir kimse çalışsa, tâ ayrılıncaya kadar, Allahü teâlâ herbir adımına yetmiş hasene ihsân edip ve yetmiş günâhını mahv eder. Eğer o iş onun çalışması ile tahakkuk ederse, bütün günâhlarına magfiret olunup, doğduğu günki gibi olur. Eğer o esnâda âhirete gitse, hesâbsız Cennete dâhil olur.” Hadîs-i şerîf. 4/147. [Herkese Lâzım Olan Îmân: 141, Cevâb Veremedi: 342.]