418

[Özr, korku ile söylememesi afv olur.] Bu tasdîkin alâmeti, küfrden uzak ve kâfirlikden sakınmakdır. Ve kâfirliğin husûsiyyetleri olan, onlara mahsûs şeylerden, meselâ zünnâr bağlamak gibi, bunlardan te’arrîdir [ârî olmakdır]. Bu tasdîki da’vâ edip, küfrden teberrî eylemezse, mürteddir. Teberrî, kâfirlere düşmanlıkdan ibâretdir. Bu teberrî kalb ile veyâ havf [korku] yoksa, kalb ve kalıp ile olur. Muhabbet-i Hudâ ve Muhabbet-i Resûl-i Hudâ, onların düşmanlarıyla düşmanlık eylemedikçe olmaz. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]

● Îmânda sâdece kelime-i şehâdeti söylemek kâfî değildir. Münâfıklar da, o kelimeyi söylerler. Bütününe inanmak ve kâfirlikden teberrî lâzımdır. 1/266 [Mektûbât Tercemesi: 350.]

Îmân başka, ma’rifet başkadır. Îmân, inanmak; ma’rifet anlamak demekdir. 3/91

● Îmân ve küfrün medârı hâtime üzeredir. [Mü’min ve kâfir, son nefesde belli olur.] Çok kimseler vardır ki, temâm ömründe o iki sıfatın biri ile muttasıf olur [vasflanır.] Âhırinde [sonunda] onun zıddı gerçekleşir. 3/17 [Se’âdet-i Ebediyye: 102.]

● Îmânları mevcûd iken, kâfirlik merâsimlerini yapan ve kâfirlerin günlerini ta’zîm eden müslimânların cenâze nemâzlarını kılalar. Onları kâfirlere dâhil eylemeyeler. Îmân bereketi ile azâb-ı ebedîden kurtulurlar. 1/266 [Mektûbât Tercemesi: 350.]

● Îmân ehli, günâhları dolayısiyle Cehenneme girince yüzleri siyâh yapılmaz ve zincire vurulmazlar. Ve isyânı kadar azâb görüp, sonunda Cehennemden çıkarılırlar. 2/67[Se’âdet-i Ebediyye: 54.]

● Îmân-ı bil-gayb [gayba îmân], şühûdî îmân üzerine tercîh edilir. 2/8 [Se’âdet-i Ebediyye: 753.]

● Îmân, tasdîk ve kalbin yakîn hâsıl etmesinden ibâretdir ki, azlık ve çokluk kabûl eylemez. Azlık ve çokluk ameller i’tibâriyle îmânın parlamasındadır. Îmânın kendinde değildir. 1/266 [Mektûbât Tercemesi: 350.]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.