“rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dokuzyüzyetmişdokuzuncu [979] sırada Yûsüf bin Cüneyd ismine bakınız!
90, 454, 467, 1084.
“rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ehî Çelebî denir. İkinci Bâyezîd hân devri âlimlerindendir. Tokatlıdır. Bursada, Edirnede ve İstanbulda müderrislik yapdı. Vikâyenin (Sadr-üş-şerî’a-şerhı)ne hâşiye yaparak (Zahîret-ül-Ukbâ) ismini vermişdir. Bu hâşiyesi ve (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) adındaki (Elfâz-ı küfr) kitâbı ve (Beydâvî hâşiyesi) meşhûrdur. (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) kitâbı da arabî olup, Hakîkat Kitâbevi tarafından 1394 [m. 1973] de İstanbulda basdırılmışdır. Akserây ile Topkapı arasında (Ehî zâde) câmi’ini yapdı. 905 [m. 1499] de vefât etdi. Câmi’i yanındadır. Kızının torunu Ehî-zâde Abdülhalîm bin Muhammedin (Riyâdüssâdâd fî-isbât-il-kerâmât lil-Evliyâ-i hâlel-hayât ve ba’del-memât) kitâbı ve Molla Câmînin fârisî (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbının tercemesi meşhûrdur.
85, 90, 454, 467, 1084, 1097, 1164.