Bir mes’ele hakkında ihtisâs ve bilgi sâhibi olan, bilirkişi.
Bir san’at sâhibine bir şey târif ederek iş yaptırmak olan istisnâ (ısmarlama) sözleşmesi yapılırken, fiyatın tâyin (belli) edilmesi şart değildir. Tâyin edilmiş ise, san’at sâhibinin sonradan fazla para istemesi câiz ise de, müşteri bunu kabûl etmediği takdirde, ehl-i vukûfun tesbit edeceği piyasa değerinde anlaşmaları lâzım olur. (İbn-i Nüceym)
Vâsi velî, yetimin malını başka birine kirâya verdikten sonra bir kimse çıkıp, bu kirâ sözleşmesinin gaben-i fâhiş (çok aldanma) ile vukû bulduğunu iddiâ etse, bu gibi sırf iddiâ ile kirâlamanın sahîh olmadığına (geçersizliğine) hükmedilemez. Ancak ehl-i vukûfa başvurulur. Ehl-i vukûf, gaben-i fâhiş olduğunu söylerse, hâkim sözleşmeyi fesheder. (Ali Haydar Efendi)