1. Nübüvvet (peygamberlik).
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ ona (Dâvûd aleyhisselâma) saltanat ve hikmet verdi. (Bekara sûresi: 251)
2. Faydalı ilim.
Hikmetin başı Allah korkusudur. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî ve Deylemî)
Hikmet, mü’minin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın. (Hadîs-i şerîf-Kunûz-ül-Hakâyık)
3.Edeb, ahlâk ve nasîhat ile ilgili güzel sözler.
Şiirin bâzısı hikmettir. (Hadîs-i şerîf-Tefsîr-i Mazharî)
Hikmet ve nasîhat bildiren şiirler yazmak ve sesle okumak helâldir. Şehvete âit ahlâksız şiirler okumak haramdır. Bunları okumak kalbde nifak, bozukluk yapar. (Süleymân bin Cezâ)
Denildi ki, fazla yemekte beş zarar vardır:
1) Allah korkusu kalbden gider.
2) Mahlûkâta (yaratılmışlara) karşı merhamet duygusu kalbden çıkar.
3) Ağırlık verir, tâat ve ibâdete mâni olur.
4) Hikmetli sözleri konuşsa da başkalarına te’sir etmez.
5) Mühim hastalıklara sebeb olur. (İmâm-ı Gazâlî)
4.Gizli sebep, fâide.
Gökyüzüne, yıldızlara, bunların hareketlerine, doğup-batışlarına, ay ve güneşe, doğuş ve batış yerlerinin her gün değişmesine… mevsimlerin ayırımı için güneşin yüksek ve alçak olarak seyrine, gitmesine bir bak. İyi bil ki, her yıldızın yaratılmasında, şeklinde, renginde, bulunduğu yere konmasında binbir hikmet vardır. Bedenindeki organların durumunu da buna göre düşün. Onun da her parçasında ve her uzvun (organın) o yere konmasında pekçok hikmetler vardır. Gökler ise bundan daha önemlidir. (İmâm-ı Gazâlî)
Müntezamdır cümle ef’âlin senin
Aklı ermez, hikmetine kimsenin.
(S. Abdülhakîm Arvâsî)
5. Fıkıh ilmi, helâl ve harâmı bildiren din ilmi.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ dilediği kimseye hikmet verir. Hikmet verilen kimseye muhakkak çok hayır verilmiştir.(Bekara sûresi: 269)
6. İlm-i Ledünnî, mânevî ilim.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Biz, âl-i İbrâhim’e kitab ve (ondan ayrı olarak) hikmet verdik. (Nisâ sûresi: 54)
Kırk gün ihlâs ile İslâmiyet’e uyan kimsenin kalbini Allahü teâlâ hikmet ile doldurur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)
7. Peygamber efendimizin sünneti.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Daha önce apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken, Allahü teâlâ içlerinden, onlara, âyetlerini okur, (îtikâd, amel ve ahlâk bakımından) onları tertemiz yapar, onlara Kitabı (Kur’ân-ı kerîmi) ve hikmeti öğretir bir peygamber gönderdiği gibi mü’minlere büyük bir lütûfta bulunmuştur. (Âl-i İmrân sûresi: 164)