Allahü teâlânın Cebrâil ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların dünyâda ve âhirette râhat ve mes’ûd olmalarını sağlayan usûl ve kâideler, emirler ve yasaklar.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Allahü teâlâ Peygamberini hidâyet ve hak din İslâmiyet ile gönderdi. İslâm dînini diğer dinler üzerine üstün kıldı. (Muhammed aleyhisselâmın hak) peygamber olduğuna şâhid olarak Allahü teâlâ yeter. (Feth sûresi: 28)
Bir zaman gelir ki, İslâmiyet’e yapışmak, elinde ateş tutmak gibi güç olur. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Beyhekî)
Dünyâ lezzetlerine kavuşmak için, İslâmiyet’in dışına çıkan kimse, âhiret lezzetlerine kavuşamaz.(Hadîs-i şerîf-İzâlet-ül-Hafâ)
İzzet (şeref, îtibâr, üstünlük) İslâm’dadır. İslâmiyet’in ahkâmına (hükümlerine) uyan azîz olur. Bu ahkâmı beğenmeyip, izzeti, huzûru, saâdeti, başka şeylerde arayan zelîl olur. (Hazret-i Ömer)
Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslâmiyet’in içindedir. Eski dinlerin görünür görünmez bütün iyiliklerini, İslâmiyet kendisinde toplamıştır. Bütün seâdetler, muvaffakiyetler ondadır. (Abdülhakîm Arvâsî)
Îmân muma benzer, dînimizin emir ve yasakları mum etrâfındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de İslâmiyet’tir ve din-i İslâm’dır. Îmânsız mum çabuk söner, îmânsız İslâm olmaz. İslâm olmayınca, îmân da yoktur. (Abdülhakîm Arvâsî)