“aleyhisselâm”: İbrâhîm aleyhisselâmın büyük oğludur. Annesi, Fir’avnın hediyye etmiş olduğu Hâcer adındaki câriyedir. Hâceri oğlu ile Kudüsden Mekkeye götürdü. Kendi geri döndü. Annesi su ararken, yatan çocuğu tepindi. Ayaklarının vurduğu, yâhud Cebrâîl aleyhisselâmın vurduğu yerden Zemzem suyu çıkdı. Konuşmağa başlayınca, bunu kesmesi için İbrâhîm aleyhisselâma emr verildi. Bıçak buğazını kesmedi. Üzülüp taşa vurdu. Taşı kesdi. Sonra gökden gönderilen koçu kurban etdi. Büyüdükde babası ile birlikde Kâ’benin yerini bulup, temelinden yapdılar. Sonra, Mekkeye Yemenden Cürhüm kabîlesi gelip yerleşdi. Bunlardan kız aldı. Bunlara Peygamber oldu. Bunun dîni, islâmiyyete kadar doğru olarak, devâm etdi. Muhammed aleyhisselâmın bütün dedeleri, bunun soyundan ve bunun dîninden idi. İsmâ’îl aleyhisselâmın ve vâlidesi hazret-i Hâcerin, Kâ’be-i muazzama şimâl dıvarı önündeki Hatîm denilen yerde medfûn oldukları, (Dürr-ül-muhtâr)da yazılıdır.
241, 386, 387, 389, 390, 391, 492, 740, 1068, 1070, 1118, 1128, 1129.