kur’an-ı kerîm

Allahü teâlânın Cebrâil aleyhisselâm vâsıtasıyla Muhammed aleyhisselâma yirmi üç senede Arabça olarak indirdiği, bize kadar ilk nâzil olduğu şekilde tevâtürle, yalan söylemeleri mümkün olmayan üstün vasıflı insanların bildirmeleri ile gelen ve mushaflarda yazılı olup, okunması ile ibâdet edilen, hiçbir kimsenin bir benzerini getiremediği ve getiremeyeceği son ilâhî kitap.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
De ki, insanlar ve cinler birbirlerine yardımcı olarak, (belâgat, güzel nazm ve kâmil mânâda) bu Kur’ân-ı kerîmin bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, yemîn olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar. (İsrâ sûresi: 88)
 
Kur’ân-ı kerîm için, bu sihirdir, bu ancak bir insan sözüdür, dedi. İşte bunu söyleyeni, 

şiddetli bir ateş içinde, Cehennem’e atacağım. Şiddetli ateşin ne olduğunu sen ne bilirsin?
O, (içine girenleri) ne çıkartır, ne azâbdan vaz geçer. İnsanın derisini karartır, yakar. 
Orada on dokuz (azâb yapan melek) vardır. (Müddessir sûresi: 24-30)
Her kim beş vakit farz namazda Kur’ân-ı kerîm okursa, Hak teâlâ her harfine yüz 

sevâb verir. Her kim namazdan başka vakitlerde Kur’ân-ı kerîm okursa, her harfine on
sevâb verir. Her kim, (tegannîsiz ve hürmetle okunan) Kur’ân-ı kerîmi ayakta veya oturarak 
hürmet ile dinlerse, her harfine bir sevâb verir. Her kim Kur’ân-ı kerîmi hatm eylese 
(baştan sona okusa), o kulun duâsı Allah indinde kabûl edilir. (Hadîs-i şerîf-Ey Oğul
İlmihâli)
Kur’ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azâbları hafifler. (Hadîs-i

şerîf-Tenbîh-ül-Gâfilîn)
Kur’ân-ı kerîme, ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennem’de azâb görecektir. (Hadîs-i

şerîf-Berîka)
Kur’an-ı kerîm, Muhammed aleyhisselâmın sözü değildir. Allah kelâmıdır. Hiçbir insan

öyle düzgün söyleyemez. Kur’ân-ı kerîmde bildirilenlerin hepsine İslâmiyet denir. Hepsine
inanan insana mü’min ve müslüman denir. Birini bile beğenmemeye îmânsızlık, yâni küfür
denir. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
Kur’ân-ı kerîmin her bir harfinde bin bir derde bin bir türlü devâ (şifâ) vardır. (Ebü’l-Leys

Semerkandî)
Modern ilmin on dört asır geriden tâkib ettiğiKur’ân, ben şehadet ederim ki, Allah

kelâmıdır. (Kaptan Dr. Coustea)
Kur’ân’ın içinde pekçok tekrarlar vardır. Onu okuduğumuz zaman, bu tekrarlar bizi

usandıracak sanılıyor, fakat biraz sonra bu kitap bizi kendisine çekiyor. Bizi hayranlığa ve
sonunda büyük saygıya götürüyor.(Goethe)
İslâm dîninin kaynağı olan Kur’ân’da cihân medeniyetinin dayandığı bütün temeller

bulunmaktadır. O kadar ki, bugün bizim uygarlığımızın, Kur’ân’ın bildirdiği temel kâideler
üzerine kurulduğunu kabûl etmemiz gerekir. (Gaston Karl)
« Lügât'a Git