Kur’ân-ı kerîmin on dokuzuncu sûresi.
Meryem sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Doksan sekiz âyet-i kerîmedir.Hazret-i Meryem ve onun Îsâ aleyhisselâmı dünyâya getirmesi anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır. Sûrede; Îsâ aleyhisselâmın, hazret-i Meryem’den babasız olarak dünyâya gelmesi kıssası, Mûsâ, İsmâil, İdrîs peygamberlerin aleyhimüsselâm medhi ve bunlardan sonra gelen bâzı kavimlerin kötülükleri, inkârcıların kıyâmet günü uğrayacakları azâb bildirilmektedir.
(İbn-i Abbâs, Senâullah Dehlevî, Muhammed bin Hamza)
Allahü teâlâ Meryem sûresinde meâlen buyuruyor ki:
(Mü’minler) orada (Cennet’te) boş söz işitmezler, ancak (meleklerden veya birbirlerinden) selâm işitirler. Orada, sabah-akşam rızıkları da (ayaklarına) gelecektir. (Âyet: 62)