Kur’ân-ı kerîmin yirmi üçüncü sûresi.
Mü’minûn sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Yüz on sekiz âyet-i kerîmedir.Sûrenin ilk âyetlerinde kurtuluşa eren mü’minlerin ibâdetlerinden, yaşayışlarından ve kavuşacakları âhiret nîmetlerinden bahsedildiği için Sûret-ül-mü’minûn denilmiştir. Sûrede ayrıca, Allahü teâlânın insanları yarattığı, onlara neler bağışladığı, Nûh, Mûsâ, Hârûn ve Îsâ aleyhimüsselâmın karşılaştıkları güçlükler, inkârcıların uğrayacakları felâketler, Allahü teâlânın büyüklüğü ve kudreti, kıyâmet günü ve o günde olacak şeyler bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî,Râzî, Kurtubî, Ebû Hayyân)
Allahü teâlâ Mü’minûn sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Ey Peygamberim! Helâl ve temiz yiyiniz ve bana lâyık ibâdetler yapınız! (Âyet: 52)
Kâfirler, mal ve çok evlad gibi dünyâlıkları verdiğimiz için, kendilerine yardım mı ediyoruz sanıyor! Peygamberime (sallallahü aleyhi ve sellem) inanmadıkları ve dîn-i İslâm’ı beğenmedikleri için onlara mükâfât mı ediyoruz, diyorlar? Hayır öyle değildir. Aldanıyorlar, bunların nîmet olmayıp, musîbet olduğunu anlamıyorlar. (Âyet: 55,56)