Bir evden bir oğlan verirler. Ejderhâ o oğlanı yutar. Ondan sonra geri dönüp, gider. Ertesi sene bir dahâ gelir. Bu sene nöbet ben fakîre geldi. Benim bir tek oğlum var. Başka yokdur. Benim derdim budur deyip, feryâd, figân etdi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” mubârek eline kalem alıp, bir kâğıda yazdı. Dedi ki, ey ejderhâ! Şimdiden sonra sen o şehre artık gelip, oğlan almıyacaksın. Eğer gelecek olur isen, Allahü teâlânın Habîbi ve Resûlü Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hakkı için, oraya gelip, seni ateşe atıp ve vücûdunu dünyâdan yok ederim. O yazdığını, o fakîrin eline verdi. Fakîr, Câbilkâ şehrine gidip, şehrin ehâlisine haber verdi. Hepsi sevindiler. O kâğıdı alıp, ejderhânın yolu üzerine koyup, gözetdiler. O ejderhâ da gelip, o yol üzerinde o kâğıdı gördüğü gibi, yüzüne ve gözüne sürüp, öpüp, başı üzerine koyup, o ân geri döndü. Artık o şehre gelip, oğlan istemedi. Hak Sübhânehü ve teâlânın kudreti ile ve Fahr-i kevneyn ve Resûl-i sakaleyn hazretlerinin mu’cizesi ve hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” kerâmeti ile, bu şehr halkı, bunun gibi ejderhânın şerrinden halâs oldular [kurtuldular].
Yirmiyedinci Menâkıb: (Şevâhid-ün nübüvve)de beyân olunmuşdur. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” zemân-ı şerîflerinde, Amr ibni Âs “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerini, Mısr üzerine gönderdi. Mısrı feth etdi. Amr ibni Âsı Mısra hâkim (vâlî) ta’yîn eyledi. Bir kaç aydan sonra, Mısr ehâlisi Amr ibni Âs hazretlerinin huzûruna vardılar. Dediler, bu Nil ırmağının bir âdeti vardır ki, onsuz taşmaz ve suyu kesilir. Amr ibni Âs dedi ki, o âdet nedir. Dediler ki, âdeti odur ki, üzerimizde olan aydan on iki gün geçince, bir kız çocuğu buluruz. Anasını ve babasını mâl ile râzı ederiz. O kızı nefîs elbiseler ile süsleyip, Nil ırmağına bırakırız. Amr ibni Âs “radıyallahü teâlâ anh” bunu işitip, bu bir yaramaz işdir. İslâmda böyle bir iş olmaması lâzımdır. Muhakkak islâm, bütün kötü âdetleri ortadan kaldırmışdır. O târîhden üç ay geçdi. Nil nehrinin suyu artmadı. Ehâlîsi başka yerlere göç etmeğe başladılar. Hazret-i Amr, bu hâli gördü. Emîr-ül-mü’minîn Ömer “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine mektûb yazıp, bildirdi. Hazret-i Ömer mektûbu okudu. Cevâbında yazdı ki, iyi etmişsin. Savâb olmuşdur. Mektûbumun içine bir parça kâğıd koydum.