Altıncı süâl olarak dediler ki, Kur’ân-ı kerîmin birkaç nüshası hâriç, diğerlerini niçin ateşde yakdın.Cevâb verdi ki, etrâfdan haber yazdılar ki, Kur’ân-ı azîmüşşân rivâyetlerinde ihtilâf vâki’ olmuşdur. Diledim ki, bu vâsıta ile dîn-i islâmda bir fitne çıkmasın. Aynı nüshayı bırakıp, değişik nüshaları yakdırdım. Kötüleyenlerin dilleri dîn-i islâm üzere olmasın. Yedinci süâl olarak dediler ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerine hürmeten minberden bir derece aşağı durdu. Ömer bin Hattâb “radıyallahü teâlâ anh” Ebû Bekre hurmeten ondan aşağı durdu. Osmân, Resûlullah hazretlerinin yerinde durdu. Cevâb verdi ki: Eğer bu kâideyi devâm etdirse idim, tedrîcen lâzım gelir idi ki, hutbeyi, bir kuyu kazıp, kuyu içine girip, okumak îcâb ederdi. Sekizinci süâl olarak dediler ki, kapına kapıcılar ta’yîn etdin. Cevâb verdi ki: Devletin din işlerini görürken, din ile alâkası olmıyanların zararını def’ etmek için kendi etrâfımı muhâfaza etdim.Dokuzuncu süâl olarak dediler ki, hayvanları Bakî’ otunu yimekden men’ etdin [orada otlamalarını yasakladın]. Cevâb verdi ki, Beyt-ül mâl hayvanlarından dolayı onu korudum. Böylece, onu koruyup, telef etmesinler. Onuncu süâl olarak dediler ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”hazretlerinin yüzüğünü kaybetdin. Cevâb verdi ki, Sahâbe-i güzînin “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” gözleri önünde yüzük Erîs kuyusuna düşdü. Ne kadar aradıksa, bulamadık. O şerefden mahrûm kaldık. Hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” her bir süâle lâyık olduğu üzere cevâb verdi. Alîyyül Mürtedânın “radıyallahü teâlâ anh” gayreti ile fitne sâkin oldu [fitne çıkmadı]. Kavga def’ oldu.
Yirmiüçüncü Menâkıb: [(Eshâb-ı Kirâm) kitâbının 118.ci sahîfesinde diyor ki: Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” halîfe iken, Yemende, Abdüllah bin Sebe’ isminde bir yehûdî, eski kitâbları çok okumuşdu. Medîneye gelip, halîfenin yanında müslimân olup, halîfenin gözüne girmek istedi. Bu fikrle müslimân oldu. Fekat, halîfe buna hiç yüz vermedi. Bu her yerde hazret-i Osmânı kötüledi. Halîfeye, bu yehûdî dönmesi, her zemân seni kötülüyor, dediler. Halîfe, bunu Medîneden çıkardı. Bu da Mısra gidip, halîfeye karşı propagandaya başladı. Çok bilgili olduğundan, câhilleri etrâfına topladı. En çok söylediği şey, (Her Peygamberin bir vezîri var idi.