O en büyük korku (sûra üfürülüş ânı) bunları mahzûn etmiyecek, kendilerini melekler şöyle karşılayacaklar: İşte bu size dünyâda va’d edilen mutlu gündür!) olan Enbiyâ sûresi 101, 102 ve 103.cü âyet-i kerîmelerini gönderdi. Bir rivâyetde gelmişdir. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” bu âyet-i kerîmeyi okudular. Sonra buyurdular ki, ben onlardanım. Ebû Bekr ve Ömer ve Osmân ve Talha ve Zübeyr ve Sa’îd ve Abdürrahmân “radıyallahü anhüm” da onlardandır. Âlimlerin çoğu, bu âyet-i kerîme, Osmân bin Affân hakkında nâzil olmuşdur, dediler.
5– Diğer âyet-i kerîmede Allahü teâlâ ve tekaddes hazretleri buyurdu ki: (Sâlih mü’min olanlar, Allahü teâlânın harâm etmediği şeyleri yimelerinde zarar yokdur. Ancak harâmlardan sakınmaları, îmânlı olmaları ve amel-i sâlih işlemeleri lâzımdır. Bundan sonra, kendilerine harâm olan şeylerden sakınır, harâm olduklarına inanırlar. Ve dahâ sonra bütün günâhlardan devâmlı sûretle sakınır, güzel amelleri araşdırıp, onları yaparlarsa, muhsin olurlar. Allahü teâlâ, muhsinleri, ihsân edenleri sever.) [Mâide sûresi 93.cü âyet-i kerîme meâli.] Emîr-ül mü’minîn hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” buyurur ki: Bu âyet-i kerîme, Osmân “radıyallahü teâlâ anh” hakkında gelmişdir.
Otuzyedinci Menâkıb: Hazret-i Osmânın “radıyallahü anh” üstünlükleri hakkında bildirilen hadîs-i şerîfler ve haberler hakkındadır:
1– İsnâd ile Ebû Karfesadan “radıyallahü teâlâ anh” rivâyet olunmuşdur. Bir gün Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” meclis-i şerîflerinde bir cemâ’at oturmuşlardı. Ben de onların içinde bir zemân oturdum. Sonra, Osmân “radıyallahü teâlâ anh” meclis-i şerîflerine dâhil oldular. Bir köşede oturdular. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Yâ Osmân! Bana yakın ol.) Biraz yaklaşdılar. Yine buyurdu ki: (Bana yakın ol!). O mertebe yakın oldu ki, Osmân “radıyallahü anh” hazretlerinin dizi, Habîbullah hazretlerinin mubârek dizine ulaşdı. Osmânın yakasının bağı açık göründü. Mubârek eli ile yakasını bağladı. Ve yüzüne bakdı. Mubârek gözleri yaş ile doldu.