Dedi ki: Yâ Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”! Allahü teâlâ sana selâm eder. Buyurdu ki, bütün sahâbîler ile Ebû Bekri ta’zîm ve tekrîm ile karşılayasın. Ondan sonra, server-i Enbiyâ, hazret-i Ebû Bekre karşı çıkıp, müsâfehâ etdi. Cenâb-ı Hakka müteveccih olup, düâlar etdi. Sonra bütün sahâbîler Ebû Bekr ile müsâfehâ etdiler. Gönülden Ebû Bekre düâlar eylediler “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”.
Yirmidördüncü Menâkıb: Bundan sonra, yukarıdakilere ilâve olarak, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, yâ Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”! Hak Sübhânehü ve teâlâ sana selâm eder. Buyurur ki, Ebû Bekr kuluma benden selâm söyle! Bu fakîr hâliyle benden râzımıdır; sor? Hazret-i Enbiyâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, Ebû Bekr hazretlerine haber gönderip, beyân buyurduklarında; hazret-i Ebû Bekr, inleyip, bağırarak, feryâd ederek, dedi ki: “Ebû Bekr kimdir ki, kim oluyor ki, Rabbimden râzı olmıyayım. Ben herşeyi yaratan Rabbimden râzıyım, râzıyım”.
Yirmibeşinci Menâkıb: (Misbâh) kitâbında anlatılmakdadır. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” der ki; bir gün Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bize, askeri donatmak için, sadaka getirin diye, emr etdiler. Benim malımın çok olduğu bir zemân idi. Gönlümden geçdi ki, her zemânda, kardeşim Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” sadaka husûsunda hepimizden fazla sadaka verirdi. Ammâ bu def’a ben ondan fazla vereyim diye, malımın yarısını götürdüm. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki, yâ Ömer! Ehl-i beytine [ev halkına] ne alıkoydun. Dedim ki, yâ Resûlallah! Bu kadarını [ya’nî yarısını] alıkoydum. Bu sırada Ebû Bekr “radıyallahü anh” cümle malını getirip, koydu. Hazret-i Fahr-i Enbiyâ buyurdu ki, yâ Ebâ Bekr! Ehl-i beytine [ev halkına] ne alıkoydun? Ebû Bekr, yâ Resûlallah! Ehlime Allahü teâlâyı ve Resûlünü alıkoydum, deyince, (ikinizin arasındaki fark, cevâbınız arasında olan fark gibidir) buyurdular. Ondan sonra, Ebû Bekr-i Sıddîkın her bir işde, önüne geçme ümmidimi kesdim. Rivâyet edilir ki, o zemân, hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” sadaka getirin diye emr edince, hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” cümle malını ve giyeceklerini, sadaka verip, bir hırka giydi. O zemân Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Server-i Enbiyâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” gördü ki, Cebrâîl aleyhisselâm hırka giymiş.