593

Ne zemân ki o mubârek ismi işitdi. Suyu içmeyip geri verdi. Ondan sonra bir alay dahâ geldi. Onların aralarında bir nûrânî ve vakâr sâhibi adam var. Elinde bir maşrapa su tutar. Durmayıp mahşer yerinde istiyene su verir. O râfizî onun yanına varıp, su istedi. O da maşrapayı sundu. İçeceği zemân onun da, ism-i şerîfini sordu. Dediler, bunun adına Ömer-ül Fârûk derler. Ne zemân Ömer-ül Fârûkun ism-i şerîfini işitdi. Suyu içmeyip, geri verdi. Ondan sonra bir alay dahâ adam geldi. Onların aralarında bir nûr yüzlü adam var. Elinde bir maşrapa ile su tutup, durmayıp ulaşdırır. O râfizî onun yanına varıp, su istedi. O da eline su verdi. İçeceği zemân ism-i şerîfini sordu. Dediler ki, bunun ismine Osmân-ı zinnûreyn “radıyallahü teâlâ anh” derler. Osmân-ı zinnûreynin ism-i şerîfini işitdi. Suyu içmeyip, geri verdi. Ondan sonra bir alay dahâ adam geldi. Onların aralarında, büyük, heybetli, se’âdet sâhibi bir zât var. Elinde bir maşrapa su tutar. Durmayıp, dağıtır. O râfizî derhâl yanına varıp su istedi. O zemân onun da ism-i şerîfini sordu. Dediler ki, bunun adı Aliyyül mürtedâdır “radıyallahü teâlâ anh”. Aliyyül mürtedânın ism-i şerîfini işitdi. Mubârek ayaklarına düşüp, meded yâ Alî, bana da su ver diye feryâd etdi. Hazret-i Alî “kerremallahü vecheh ve radıyallahü teâlâ anh” ona, önce geçen büyüklerden niçin su taleb edip, içmedin diye sordu. O râfizî dedi ki, ben dünyâda iken onları sevmezdim. Dâimâ buğz ve adâvet ederdim. Onların sularından da içmem. Ben seni severdim. Senin âşıklarındanım, dedi. Hazret-i Alî “kerremallahü vecheh” iki mubârek parmaklarını o râfizînin gözlerine sokup, iki gözünü de çıkardı. O acı ile uykudan uyanıp, kendini kör buldu. Hattâ ba’zı kimselerden mervîdir ki, merhûm Sultân Süleymân “aleyhirrahmetü rabbihül gufrân” acem [Îrân] seferinde o köre Tebrîz sokaklarında rast gelmişdir ki, süâl edip, bu vak’âyı bizzat kendinden, olduğu gibi işitmişdir. Yapdığı işe pişmân olup, dâimâ tevbe ve istigfâr ederdi. Ve halka nasîhat ederdi.

Dokuzuncu Menâkıb: Bir mü’min muvahhid ile bir râfizî, Mekke-i Mükerremeye giderken yol arkadaşı oldular. O mü’min, râfizîye herhâlde nasîhat eder ve derdi ki: (Gel bu râfizîlikden ferâgat eyle, bunun sonu nedâmetdir [pişmânlıkdır].

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.