593

Temîz hanımları, hazret-i Ebû Bekre söyledi ki, müsâfirlerinizin yanına gelmekden ne şey size mâni’ oldu. Hazret-i Ebû Bekr buyurdular ki, dahâ yemek vermediniz mi. Muhterem haremleri, cevâb verdiler ki, yemek verdik. Lâkin, kendileri Ebû Bekr gelmeyince yimeyiz, sabr ederiz, deyip, yimediler. Ebû Bekr, gadaba gelip, yemîn etdi ki, o yiyecekden ebedî yimem. Hâtunları da yimemeğe yemîn etdiler. Müsâfirler de yemîn etdiler ki, yimeyeler. Hemen Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” buyurdular ki, bu birbirine uymamak bize şeytândandır. Sonra yiyeceği götürüp, ortaya koyup, kendileri yimeğe başladılar. Misâfirler de yimeğe başladılar. Bir lokma alırlardı. Onun yerine bir lokma meydâna gelirdi. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” yiyeceğin bu fazlalaşmasını görüp muhterem zevceleri Ümm-i Reyhâneye süâl buyurdular ki, bu yiyeceğin hâli nedir. Onlar da buyurdular ki, gözümün nûru hakkı için, (Murâd-ı şerîfleri hazret-i Resûl-i ekrem hakkı için demek idi) bu yiyecek, evvelki hâlinin üç katı olmuşdur. Aslını bilemem dedi. Müsâfirler de doyuncaya kadar yiyip, hazret-i Resûl-i ekremin huzûrlarına da gönderdiler. Böyle rivâyet olunmuş ki, Resûl-i ekrem hazretleri de, o yiyecekden yidiler.

Otuzaltıncı Menâkıb: Yine Muhyissünne imâmBegavî “rahimehullahü teâlâ”(Mesâbîh-i şerîf)inde nakl etmişdir. Hazret-i Ebû Hüreyrenin “radıyallahü teâlâ anh” rivâyet etdiği hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular: (Bize her ni’meti veren ve iyilik eden kimseye karşılığını verdik. Ebû Bekrin iyilik ve ikrâmının karşılığını veremedik. Hak Sübhânehü ve teâlâ hazretleri kıyâmetde ona karşılığını verir. Ebû Bekrin malının fâide verdiği gibi, bir kimsenin malı bana fâide vermedi. Eğer ben halîl [dost] ittihâz edici olsa idim [edinse idim], Ebû Bekri dost edinirdim. Lâkin bilmiş olun, sizin sâhibiniz, Allahü teâlâ hazretlerinin dostudur.) Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” buyurdular ki, Ebû Bekr bizim seyyidimiz, hayrlımızdır ki, Habîb-i Ekrem hazretlerine cümlemizden sevgilidir.

Otuzyedinci Menâkıb: Rivâyet olundu ki, hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” bütün mal ve mülkünü fîsebilillah sadaka verip, bir hırka ile evinde otururken, bir kimse gelip, kapıyı çaldı. Hazret-i Ebû Bekr dışarı çıkıp, kapıda duran kimdir diye bakdı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.