Bir kimse Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin zât-i pâkinin keyfiyyetinden tecessüsü terk etse, ona nifâkdan berâat bağışlanır [ya’nî o nifâkdan korunur].)
Osmân “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Âriflerin alâmeti sekizdir: Kalbi, korku ve ümîd iledir. Dili, hamd ve senâ iledir. Gözleri, hayâ ve ağlama iledir. İrâdesi, dünyâyı terk etmek ve Allahü teâlânın rızâsını kazanmakdır.)
Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Huşû’ olmıyan nemâzda hayr yokdur. Boş söz konuşulmanın terk edilmediği orucda hayr yokdur. Dikkat etmeden Kur’ân-ı kerîm okumakda hayr yokdur. Vera’ olmıyan ilmde hayr yokdur. Sehâ [cömerdlik] olmıyan malda [zenginlikde] hayr yokdur. Devâmlı olmıyan ni’metde hayr yokdur. İhlâs, ta’zîm ve tekrîm olmıyan düâda hayr yokdur.)
Dokuz maddeli kıymetli sözler: Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerîfde buyurdular ki, (Allahü teâlâ Mûsâ “aleyhissalâtü vesselâm” hazretlerine Tevrâtda vahy etdi. Muhakkak hatâların anası üçdür. Kibr, hırs ve hased. Onlardan altı hatâ dahâ doğdu. Temâmı dokuz oldu. O altı hatâ; Tokluk. Uyku. Râhatlık. Mal sevgisi. Övünme sevgisi. Reîs olma sevgisidir.)
Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Âbidler üç sınıfdır. Her bir sınıfın alâmetleri vardır ki, o alâmetler ile bilinir. Bir sınıfı, Allahü teâlâ hazretlerine korku yolu ile ibâdet ederler. Bir sınıfı, ümîd yolu ile ibâdet ederler. Bir sınıfı, muhabbet yolu ile ibâdet ederler. Birinci sınıf için üç alâmet vardır: Sevdiği nesneyi bağışlar. Rabbinin râzı olmasına, nefsinin gadabını değişmez. Herhâlde Rabbinin emrini yapıp, nehyinden kaçar. İkinci sınıf için de üç alâmet vardır: Kendi nefsini hakîr, aşağı görür. Yapdığı ihsânı kıymetsiz bulur. Akranlarını [emsâllerini] üstün görür. Üçüncü sınıf için de üç alâmet vardır: Herhâlde insanlara önder olur. Bütün insanların cömerdi olur. Allahü teâlâya, halkın temâmının hakkında hüsn-i zannı olur.)