593

Şefâ’atin ile bize imdâd et. Yâ Mâlik, biz ümmet-i Muhammeddeniz.) Sonra Mâlik hazretleri Cennetden tarafa teveccüh eder [döner]. Ellerini kulaklarına koyar. Müezzinler gibi yüksek ses ile nidâ eder ki: Yâ Muhammed! Muhakkak sen, Cennetde ni’metler içindesin [ni’metlenir hâldesin]. Senin za’îf ümmetlerin Nârda feryâd ederler. Onların feryâdına yetiş [eriş]. Zîrâ za’îfdirler. Cehennemin harâretine sabrları yokdur. O hâlde, Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerine haber gelir. Hemen serîrinden [tahtından] sıçrayıp ve Buraka biner ve buyurur, yâ Burak, çabuk ol ki, ümmetim za’îfdirler, Cehennemin harâretine sabr edemezler. Burak da ayaklarını kaldırıp, Cehennemin kenârına koyar. Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri onların seslerini işitdiği vakt, ağlarlar. Sonra Muhammed aleyhisselâm Arşın kenârına erişir. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerine secdeye varır. Ve şefâ’at eder. Allahü teâlâ ve tekaddes onların hakkındaki şefâ’atini kabûl eder. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin şefâ’ati ile Cehennemden kurtulurlar. O vakt, kâfir oldukları hâlde, ehl-i nâr temennî ederler; ne olaydı, müslimân olup, Ümmet-i Muhammedden olaydık. Allahü teâlâ hazretlerinin kavl-i şerîfi buna işâretdir ki, [Hicr sûresi 2.ci âyetinde; meâlen] (Kâfirlerden, müslimân olmağı temennî etmiyen çok az kimse vardır!) buyurulmuşdur.

9– Yine (Ravda-tül-ülemâ) kitâbında, kırkdördüncü bâbda, musîbete sabr beyânında; Sâbit-el Benânî “rahimehullah” hazretlerinden rivâyet edilmişdir. Bize nakl edildi ki, Osmân bin Maz’ûn “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin bir oğlu vefât etdi. Ondan dolayı üzüntüsü çok olup, mahzûn oldu. Evinde oturdu. Evinde bir mescid binâ etdi. Orada ibâdet ederdi. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri işitip, buyurdu ki, (Onu benim yanıma getirin. Onu Cennet ile müjdeleyin!) Sonra onu, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” yanına götürdüler. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ona buyurdular ki; (Bil, yâ Osmân ki, muhakkak Cehennemin yedi kapısı vardır. Ve Cennetin sekiz kapısı vardır. Cennet kapılarından her birine gitdiğinde, oğlunu orada görüp, Allahü teâlâdan sana şefâ’at eder hâlde olduğunu görmeğe râzı olmaz mısın!) Osmân bin Maz’ûn “radıyallahü teâlâ anh”, yâ Resûlallah; râzı oldum, dedi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.