593

Abdüllah bin Zübeyr “radıyallahü teâlâ anh” minber üzerinde dedi ki, Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri, za’îf kulları [köleleri] satın alıp, azâd ederdi. Babası ona dedi ki, niçin kuvvetli köle satın almazsın. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, za’îf köleleri satın alıp, azâd ederim ki, Allahü teâlâ bu za’îf kulunu Cehennemden azâd etsin. Hak sübhânehü ve teâlâ; meâl-i şerîfi, (Şirk ve günâhlardan sakınan kimseler, Cehennemden uzaklaşmış olurlar) olan [Leyl sûresi 17.ci] âyet-i kerîmeyi gönderdi. Sûrenin sonuna kadar hep, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” hazretlerine işâretdir. Mü’minler, Ebû Bekre “radıyallahü anh” halîfe dedi. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” halîfe dedi ve buyurdu ki, (Ebû Bekr, Allahın dîni üzerine benim halîfemdir). Allahü teâlâ ona halîfe dedi. (… onları yer yüzüne halef kılacağına….) buyurdu. Râfizîler la’net etdiler. Kendileri la’nete müstehâk oldular. Allahü teâlâ ve Resûlü ve mü’minler ona halîfe diyorlar. Râfizîler muhâlefet etmiş oluyorlar. Allahü teâlâ hazretleri; Nisâ sûresinin yüzondördüncü âyetinde meâlen, (Kendisine tevhîd ve doğru yol bildirildikden sonra, Resûlullahın doğru yolundan sapan ve i’tikâd ve amelde mü’minlerden ayrılan kimseyi, âhıretde kâfirler ile birlikde Cehenneme sokarız.) buyurdu. Allahü teâlâ hazretlerine ve Resûlüne, râfizîler gibi muhâlefet eden yokdur. Allahü teâlâ buyurur; Ebû Bekr dînin büyüğüdür. Râfizîler, hâşâ münkir idi, diyor. Allahü teâlâ; fâdıl idi, buyuruyor. Râfizîler bâtıl idi diyor. Allahü teâlâ münfık [malını dağıtan] idi buyuruyor. Râfizîler, Allahü teâlâ muhâfaza etsin, münâfık idi, diyor. Haberde gelmişdir ki, bir gün hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin yanında oturmuş idi. Ebû Bekr-i Sıddîk için Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, bizim yanımızda Ebû Bekr, yerdekiler yanından dahâ meşhûrdur. O senin hayâtda vezîrin, vefâtından sonra halîfendir.

Nükte: Eshâb-ı Kehfin köpeği, o civânmert olan Eshâb-ı Kehf ile dünyâda birkaç adım yürüdüğü için, mağarada onlar ile berâber oldu. Yatmakda onlar ile oldu. Kıyâmetde ve Cennetde onlar ile olur. Acâib olan odur ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh”hazretleri, Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin, sohbetinde bulundu. Mihnetde Onun ile oldu. Da’vetde Onun ile oldu. Seferde Onun ile oldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.