O zehr sebebi ile vefât etmişdir. Açıklaması budur ki, hazret-i Sıddîk-ı ekberin hilâfeti günlerinde, Hayber yehûdîlerinden bir yehûdî, Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerini, kendi evine da’vet etmişdi. Hâris bin Kelde adlı arab tabîb de hazret-i Sıddîk ile berâber idi. Bir tabak pişmiş pirinci sofra üzerine koydular. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” Hârise buyurdu ki, ileri gel. Kendileri el uzatıp, bir lokma alıp, mubârek ağızlarına koyup, yidiler. Sonra Hâris de el uzatıp, bir lokma alıp, ağzına koyduğu gibi lokmayı dışarı atdı ve dedi ki, bu yiyecek zehrlidir. Bu zehr bir yıldan sonra insanı öldürür. Te’sîrini bir yılda gösteren zehr katılmışdır. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” işitip, üzüldü. Kendi kendi ile, bundan böyle âhıret azığını gördü. Hilâfetde ayık ve uyanık olup, nefsini ölmüş bilip, göz açıp kapayıncaya kadar Allahü teâlâ hazretlerinin tâ’atından ve zikrinden hâli olmadı [ihmâl etmedi]. Dâimâ ağlar idi. Ve der idi: Allahümme ente veli fiddünyâ vel âhıreti teveffenî müslimen ve elhıknî bissâlihîn. [Yâ Rabbî! Sen benim, dünyâda ve âhıretde velîmsin, sâhibimsin. Bana müslimân olarak ölmeği nasîb et ve sâlih kullarının arasında bulundur.] Bir sene temâm oldu. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” o bir lokma zehrli yemekden hasta olup, onbeşgün yatdı. Dünyâdan âhırete göç etdi. Cemâziyilâhirin yedinci pazartesi günü idi. O gün Abbab bin Es’ed de Mekke-i Mükerremede vefât etdi. Mekke-i mükerremenin emîri idi. Hazret-i Resûl-i ekrem onu emîr dikmiş idi. Ona da zehr vermişlerdi.
Ülemâdan ba’zıları derler ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” vasıyyet etdi ki, beni, benim ehlim Esmâ binti Amr yıkasın. Oğlum su döksün. Bana eski bir peştemâl ve eski (köhne) bir kefen sarın. Zinhâr (sakın) bana yeni kefen sarmayın. Yeni elbise diriye lâyıkdır ki, onun ile ibâdet etsin. Âişe-i Sıddîka “radıyallahü teâlâ anhâ” buyurdular ki: Eğer ben bilseydim ki, hâtunlar erlerini yıkaması revâdır [câizdir], Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerini bir gayri kimseye vermeyip, gasl ederdim. [65.ci menâkıbda; Alî “radıyallahü anh” hazretlerinin yıkadığı yazılıdır. Burada hanımına vasıyyeti yazılıdır. Bu vasıyyetini değişdirmiş veyâ ictihâdı değişmiş olduğu anlaşılmakdadır.]