Kıbleye dönmek ve rükü’ ve secde yapmak lâzım değildir. Îmâ ile kılar. Ya’nî, rükü’ için, bedeni ile biraz eğilir. Secde için, bundan dahâ çok eğilir. Hayvan üzerinde fazla necâset bulunması, namâza mâni’ değildir. Yerde nâfile kılarken yorulanın, bastona, insana, dıvara dayanıp kılması, câiz olur. Kendi yürürken namâz kılmak sahîh değildir.
Farz ve vâcib namâzları, zarûret olmadıkça, hayvan üzerinde kılmak câiz değildir. Ancak, özr ile kılabilir. Zarûret olan özrler: Malının, canının, hayvanının tehlükede olması, inince hayvanının veyâ hayvandaki veyâ yanındaki malın çalınması, yırtıcı hayvan, düşman, yerde çamur olması, yağmur olması, hastanın inerken, binerken, iyi olmasının gecikmesi veyâ hastalığının artması, arkadaşlarının beklemeyip, tehlükede kalması, indikden sonra, hayvana yardımcısız binememek. Mümkin ise, hayvanı kıbleye karşı durdurup kılar. Mümkin değil ise, hareket cihetlerinde kılar. Hayvan üzerindeki mahmil denilen sandık gibi şeylerin içinde kılmak da, böyledir. Hayvan durdurulup, mahmilin altına direk konursa, (Serîr), ya’nî masa, kanape gibi olup, yerde kılmak demekdir. Kıbleye karşı ayakda kılması lâzım olur. İnebilen kimse, farzları mahmilde kılamaz.
Gemide namâz kılmak, Ca’fer Tayyâr hazretleri Habeşistâna giderken, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ona öğretdiği gibi, şöyledir: Hareket eden gemide, özrü olmadan farz ve vâcib de kılınır. Gemide cemâ’at ile kılınabilir. Hareket eden gemide de, îmâ ile kılmak câiz olmayıp, rükü’ ve secde yapar. Kıbleye dönmesi de lâzımdır. Namâza başlarken kıbleye karşı durur. Gemi döndükçe, kendisi kıbleye döner. Gemide necâsetden tahâret de lâzımdır. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfeye göre, giden gemide farzları da, özrsüz iken, yerde oturarak kılmak câiz olur.
Deniz ortasında demirlemiş gemi, çok sallanıyor ise, giden gemi gibidir. Az sallanıyorsa, sâhilde duran gemi gibidir. Sâhilde duran gemide farzlar oturarak kılınmaz. Sâhile çıkmak mümkin ise, ayakda kılmak da sahîh olmayıp, karaya çıkıp kılmak lâzımdır. Malı, canı veyâ geminin hareket etmek tehlükesi varsa, gemide ayakda kılması câiz olur.
(İbni Âbidîn) diyor ki: (İki tekerlekli olup da, hayvana bağlanmadan yerde düz duramıyan arabada, dururken de, giderken de, namâz kılmak, hayvan üzerinde kılmak gibidir. Dört tekerlekli araba, dururken serîr, masa gibidir.