Ezân Kelimelerinin Ma’nâları:
ALLAHÜ EKBER: Allahü teâlâ, büyükdür. Ona birşey lâzım değildir. Kullarının ibâdetlerine de muhtâc olmakdan büyükdür. İbâdetlerin, Ona hiçbir fâidesi yokdur. Bu mühîm ma’nâyı zihnlerde iyi yerleşdirmek için, bu kelime, dört kerre söylenir.
EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLALLAH: Kibriyâsı, büyüklüğü ile kimsenin ibâdetine muhtâc olmadığı hâlde, ibâdet olunmağa, Ondan başka kimsenin hakkı olmadığına şehâdet eder, elbette inanırım. Hiçbir şey Ona benzemez.
EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESÛLULLAH: Muhammedin “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm”, Onun gönderdiği Peygamberi olduğuna, Onun istediği ibâdetlerin yolunu bildiricisi olduğuna ve Allahü teâlâya ancak Onun bildirdiği, gösterdiği ibâdetlerin yaraşır olduğuna şehâdet eder, inanırım.
HAYYE ALES-SALÂH, HAYYE ALEL-FELÂH: Mü’minleri felâha, se’âdete, kurtuluşa sebeb olan namâza çağıran iki kelimedir.
ALLAHÜ EKBER: Ona lâyık bir ibâdeti kimse yapamaz. Herhangi bir kimsenin ibâdetinin Ona lâyık, yakışır olmasından çok büyükdür, çok uzakdır.
LÂ İLÂHE İLLALLAH: İbâdete, karşısında alçalmağa müstehak olan, hakkı olan ancak Odur. Ona lâyık ibâdeti kimse yapamamakla berâber, Ondan başka kimsenin ibâdet olunmağa hakkı yokdur.
Namâzın şerefinin büyüklüğü Onu herkese, haber vermek için seçilmiş olan bu kelimelerin büyüklüğünden anlaşılmalıdır.
6-NİYYET
İftitâh tekbîri söylenirken niyyet edilir. Namâza niyyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, imâma uymağı kalbinden geçirmek demekdir.
İftitâh tekbîrinden sonra edilen niyyet, sahîh olmaz ve o namâz kabûl olmaz. Farzlarda ve vâciblerde niyyet ederken, hangi farz ve hangi vâcib olduğunu bilmek lâzımdır. Rek’at sayısına niyyet lâzım değildir. Sünneti kılarken, (Namâza) niyyet etmek kâfîdir. Cenâze namâzına, (Allah için namâza, meyyit için düâya) diye niyyet edilir.