• Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” iki küreği arasında, sol omuzuna doğru nübüvvet mührü vardı. Bu bir parça et ve belirgin idi. Üzerinde pekçok kıllar vardı. İbni Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ”, o kıllarla Lâ ilâhe illallah yazılı idi, diye rivâyet etmişdir. Bir rivâyetinde de Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah yazılı idi, demişdir.
• Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” aklı, fehmi, ma’rifeti ve ilmi hiç kimseye nasîb olmayacak derecede çok fazla idi. Bunun en açık delîli, ümmî iken ve hiç kimseden birşey öğrenmediği hâlde, işleri, hâlleri, tavırları, sözleri, ahlâkı, ilmi ve fazîleti o derecede idi ki, hiç kimsenin aklı ve ilmi ona ulaşamazdı. Tevrâtda, İncîlde ve diğer ilâhî kitâblarda, suhuflarda bulunan sırları ve haberleri bilirdi. Hâlbuki ehl-i kitâbın âlimleriyle görüşmemiş, onlarla sohbet etmemiş ve onlardan birşey öğrenmemişdi. Geçmiş ümmetlerin hâllerini, keşf ehli hükemânın hikmetlerini çok iyi bilirdi. Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” sâdır olan misâller ve insanları gâyet iyi idâre etmesi, dînin hükmlerini anlatması, âdâb-ı şerîfesi, hisâl-i hamîdesi, aklının kemâline ve ilminin ziyâdeliğine delâlet eder. Nitekim Onun bu hasletleri beşer tâkatının üstünde idi. Hilmi, hayâsı, cömerdliği, insanlara iyi mu’âmelesi, herkese karşı şefkati, za’îflere acıması, merhameti, adâleti, emîn olması, doğruluğu, afvı, mürüvveti, vefâsı, zühdü, kanâ’ati, tevâzu’u, alçak gönüllülüğü, akrabâyı ziyâreti sevmesi ve diğer üstün huyları ve vasflarıyla son derece kemâl üzere idi. Dahâ fazlasını düşünmek mümkin değildi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” üstünlükleri kitâblarda çok geniş anlatılmışdır. Biz burada az çoğa delîl ve damla denize işâretdir sözü gereğince kısaca bildirdik.
• Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” en büyük mu’cizesi Kur’ân-ı kerîmdir. Kıyâmete kadar bâkî kalacakdır. İnsanların dilinde okunacak ve sahîfelerde yazılı duracakdır. Hattâ Kur’ân-ı kerîm bir değil binlerce mu’cizedir.