Başı hanımının dizi üzerinde idi. Arkadaşım hanımına onun yüzünü aç, dedi. Hanımı maksadınız nedir, diye sordu. Yüzüne tokat vurmak için and içdim, dedi. Hazret-i Osmânın hanımı, Onun, Resûlullah ile “sallallahü aleyhi ve sellem” sohbet etdiğini ve iki kızını nikâhladığını bilmiyormusun dedi ve dahâ birçok fazîletlerini saydı. Arkadaşım utanıp geri çekildi. Ben o sözlere aldırış etmedim. Yaklaşıp yüzüne bir tokat vurdum. Hanımı bana Allahü teâlâ senin günâhlarını afv etmesin, ellerin kurusun ve gözlerin kör olsun, dedi. Henüz evin kapısından çıkmadan ellerim kurudu ve gözlerim kör oldu. Günâhlarımın afv edilmeyeceğinden de şübhem yokdur!
• Hazret-i Osmân-ı zinnûreyn “radıyallahü anh” şehîd edilince, cinnîler, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mescidinin damında üç gün ağlaşdılar. Onun için mersiyeler söylediler.
• Adî bin Hâtem “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır: Hazret-i Osmân bin Affânın “radıyallahü anh” şehîd edildiği gün, bir kimsenin şöyle dediğini işitdim: İbni Affânı ferâhlık, râhatlık, se’âdet ve Cennetdeki sayısız ni’metlerle ve Rabbinin rızâsıyla müjdeleyiniz, diyordu. Etrâfımıza bakdık, kimseyi göremedik.
• Hazret-i Osmân bin Affân “radıyallahü anh” şehîd edilince, mu’ârızların kargaşasından, üç gün defn edilemedi. Gâibden şöyle bir ses işitildi: Onu defn ediniz, nemâzını kılmayınız, magfirete kavuşdu ve nemâzı kılındı.
• Hazret-i Osmânı “radıyallahü anh” defn etmek için üç gün sonra Bakî’ kabristânına götürdüler. Arkalarında bir karartı gördüler ve korkdular. Karartı yaklaşınca, cenâzeyi bırakıp dağıldılar. O sırada karartıdan şöyle bir ses geldi. Korkmayınız, biz sizinle defnde bulunmak için geldik, dedi. Defnde bulunanlardan ba’zısı yemîn ederek onların melekler olduğunu söylemişlerdir.
• Bir hac kâfilesi, hac mevsiminde, hazret-i Osmânın “radıyallahü anh” kabrini ziyârete gitdiler. İçlerinden biri, hakîr görüp ziyâret etmedi.