Büyük âlimlerin ve seçilmiş kimselerin kitâblarında yazılıdır. Sayılamayacak ve anlatılamayacak kadar çokdur. Bu kitâbda onun üstün hâlleri, hârikaları, keşf ve kerâmetleri kısaca bildirildi.
• Halîfe Mensûr, Rebi’e dedi ki, İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık yanıma gelsin. Çağırdılar. Yanına gelince, halîfe Mensûr: Eğer seni öldürmezsem, Allah beni öldürsün! Bir takım hîlelerle fitne çıkarıp, müslimânların kanının dökülmesini istiyorsun, dedi. Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh” yemîn ederek, ben böyle birşey yapmadım ve yapmak da istemem. Eğer böyle bir şey işitdiyseniz, o bir yalancının sözüdür. Allahü teâlâ korusun, söylediğiniz şeyi ben yapamam. Yûsüf aleyhisselâma zulm etdiler, afv etdi. Eyyûb aleyhisselâm bir derde mübtelâ oldu, sabr etdi. Süleymân aleyhisselâma çok şeyler ihsân olundu, şükr etdi. Bunlar Peygamberdir, senin nesebin de onlara ulaşır, dedi. Mensûr bunları dinleyince, doğru söylüyorsun. Yukarı çıkalım diyerek odasına da’vet etdi. Sonra bu söylediklerimi bana falan kimse söyledi, dedi. O kimseyi çağırdılar. Gelince, sen bu sözleri, Ca’fer-i Sâdıkın kendisinden mi işitdin, diye sordu. O şahs, evet kendisinden işitdim, deyince, yemîn eder misin, dedi. Evet dedi ve şöyle yemîn etdi: “Billahillezî lâ ilâhe illâ hû âlimülgaybi veşşehâdeti: “Kendisinden başka ilâh olmayan, gizli ve açık herşeyi bilen Allaha yemîn ederim”, dedi. Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh” o şahsa şöyle yemîn et dedi: “Beraytü min havlillahi ve kuvvetihî veltece’tü ilâ havlî ve kuvvetî lakad fe’ale kezâ ve kezâ Ca’fer ve kezâ ve kezâ kâle Ca’fer: (Allahın kuvvet ve kudretinden çıkıp, kendi kuvvet ve kudretime sığınmış olayım ki, Ca’fer şöyle şöyle dedi ve şöyle şöyle yapdı)”. O şahs önce böyle yemîn etmek istemedi. Fekat sonra etdi ve o ânda düşüp öldü. Halîfe Mensûr, bunun ölüsünü ayağından tutup, dışarı atınız, dedi.
• Rebi’ şöyle anlatır: Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh” halîfe Mensûrun yanına geldiğinde, dudaklarını kıpırdatıyor, bir şeyler okuyordu. Mensûrun kızgınlığı yavaş yavaş geçdi.