Rivâyet olundu ki, Muhammed bin Hasen Askerî “radıyallahü anh” vefâtından altı gün önce, Alî bin Muhammede şöyle yazmışdır: Bismillâhirrahmânirrahîm. Ey Alî bin Muhammed! Allahü teâlâ sana çok ecr versin. Sen altı gün içinde öleceksin. İşlerini bitir ve makâmını kimseye vasıyyet etme! Zîrâ tam gayb olma zemânın gelmişdir. İmâmlık bundan sonra ancak Allahü teâlânın izniyle ortaya çıkar. Bu da tûl-i emele dalma ile kalblerin kararması, yer yüzünün kötülüklerle dolmasından sonra vukû’ bulur. O zemân bana tâbi’ olanlardan biri gelecekdir. Kim Deccâl çıkmadan ve sayha zuhûr etmeden onu müşâhede etdiğini, gördüğünü söylerse, o yalancı ve iftirâcıdır. Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm, diye yazdı ve Alî bin Muhammed altı gün sonra kimseye vasıyyet etmeden vefât etmişdir. O zemândan i’tibâren Allahü teâlânın dilediği zemâna kadar uzun gaybet başladı, derler. Bu fırkanın gaybet-i kasri (kısa gaybet) müddetinde İmâm-ı Hüccet ile alâkalı pekçok hikâyeleri vardır.
İmâmiyye fırkasının anlatdığı bir hâdise de şöyledir: Halle nâhiyesi ehâlisinden İsmâ’îl adında bir kimsede bir yara çıkdı. Bağdâdın bütün tabîbleri onu tedâvî etmekden âciz kaldılar. Bunun çâresi kesmekdir, kesmeyince olmaz. Fekat yarayı kesmekde de büyük tehlike vardır. Çünki, damarlarına yakındır. O kesilince ölür, dediler. O şahs demişdir ki, tabîblerden ümmîdimi kesince, Sermenrayda Meşhed-i şerîfe gitdim. İmâmların kabrlerini ziyâret etdikden sonra, mahzene (İmâm-ı Hüccetin kaybolduğu söylenen yere) girdim. Allahü teâlâya düâ edip, yalvararak, imâmlar ile tevessül etdim. Onların hürmetine çâre istedim. Geceleri nemâz kılarak geçirdim. Günlerce orada kaldım. Bir gün Dicle kenârında gusl abdesti aldım. Temiz elbiseler giydim ve Meşhed-i şerîfe gitdim. Orada dört atlı kişi gördüm. Kılıç kuşanmışlardı. Biri elinde mızrak tutuyordu. Birisi de hırka giyinmişdi. Onların Meşhedin ehlinden olduklarını zan etdim. Yanıma gelince selâm verdiler. Selâmlarını aldım. Elinde mızrak tutan kimse, üzerinde hırka bulunan kimsenin sağ tarafına durdu. Diğer iki kimse de sol tarafında durdu.