Necâşî, bunlar nasıl kuşlarmış ki, bunca seçme ve savaşçı askeri öldürdüler, dedi. Bu sırada vezîr yukarı bakıp, o kuşlardan birinin başının üzerinde dönüp durduğunu gördü. Vezîr Necâşîye o kuşu göstererek, işte o kuşlardan biri dedi. O sırada kuş vezîrin başına bir taş bırakdı. Vezîr, Necâşînin gözü önünde öldü.
Bu hâdise Muhammed aleyhisselâmın doğmasının yaklaşdığına ve Onun peygamberliğine bir işâret idi. İbni Abbâs; Ümmi Hânînin evinde fil vak’asında kuşların atdığı taşlardan çok vardı. Çocukluğumuzda o taşlarla oynardık, diye anlatmışdır.
Fil vak’asından ellibeş gün sonra, Muhammed aleyhisselâm doğdu. Onun doğduğu zemândan Îsâ aleyhisselâm zemânı arası altıyüzyirmi senedir. [İbni Asâkirin, Şa’bîden “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” haber verdiğine göre, Îsâ aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında [963] sene fark vardır. (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının 761.ci sahîfesine bakınız! (Herkese Lâzım Olan Îmân) 15.ci sahîfesinde, vilâdet-i nebeviyyenin, mîlâdın 571.ci senesinde olduğu bildirilmişdir, yazılıdır. Sağlam rivâyet de budur.] Hazret-i Îsâ ile hazret-i Dâvüd aleyhimesselâm arası bin ikiyüz senedir. Hazret-i Dâvüd ile hazret-i Mûsâ aleyhimesselâm arasındaki zemân beşyüz senedir. Hazret-i Mûsâdan hazret-i İbrâhîm Halîl aleyhimesselâm zemânına kadar yediyüzyetmiş sene geçmişdir. Hazret-i İbrâhîmden hazret-i Nûh aleyhimesselâm zemânına kadar bindörtyüzyirmi sene idi. Tûfandan Âdem aleyhisselâma kadar ikibinikiyüzkırk sene idi. Bunların toplamı altıbinyediyüzelli olur.
[Dünyânın ömrü ve insanoğlunun dünyâ üzerine gelişi kesin olarak bilinememekdedir. Dünyânın ömrünü, ya’nî yaratıldığı günden kıyâmete kadar olan zemânı, eski müneccimler, ya’nî astronomlar, seyyâre yıldızların adedince, bin sene, ya’nî yedibin sene demişlerdir. İdrîs aleyhisselâm buyurmuş ki, (Bizler, Peygamber olduğumuz hâlde, dünyânın ömrünü bilemedik). Dahâ geniş ma’lûmât için, (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının yetmişdokuzuncu sahîfesine bakınız!]