Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün insanlara, cinnîlere ve hayvânlara gösterdiler. Ona Âdemin saffetini, Nûhun rikkatini, İbrâhîmin hulletini, İsmâ’îlin lisânını, Yûsüfün cemâlini, Ya’kûbun besâretini, Eyyûbün sabrını, Yahyânın zühdünü ve Îsânın keremini “aleyhimüssalâtü vesselâm” verdik. Sonra bulut bir ânda açıldı.
• Osmân bin Ebîl Âs “radıyallahü anh”, annesinin şöyle anlatdığını rivâyet etmişdir: Muhammed aleyhisselâmın doğduğu sırada hazret-i Âminenin yanında idim. O gece ne tarafa baksam gündüz gibi aydınlık idi. Yıldızlara bakdıkca bana yaklaşdıklarını gördüm. Neredeyse üzerime düşecekler sanırdım.
• Abdülmuttalibin kızı Safiyye hâtun şöyle anlatmışdır: Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” doğduğu sırada Âminenin ebesi idim. Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” nûru, lambanın ışığını basdırıyordu. O gece altı alâmet gördüm. Birincisi, doğar doğmaz secde etdi. İkincisi, başını kaldırıp, fasîh bir lisânla “Lâ ilâhe illallah innî Resûlullah” dedi. Üçüncüsü, Onun nûruyla ev çok aydınlandı. Dördüncüsü, doğdukdan sonra yıkamak istediğimde, zahmet etme, biz Onu yıkadık diye bir ses işitdim. Beşincisi, oğlan mıdır, kız mıdır diye merâk etdim. Göbeği kesilmiş ve sünnet edilmiş gördüm. Altıncısı, istedim ki Onu kundağa sarayım. Sırtında mühr-i nübüvveti gördüm. İki küreği ortasında “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” yazılı idi.
• Peygamber Efendimizin dedesi Abdülmuttalib şöyle anlatmışdır: Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” doğduğu gece Kâ’beyi tavâf ediyordum. Gece yarısı geçince, Kâ’benin, makâm-ı İbrâhîm tarafına secde etdiğini gördüm. Allahü Ekber, Allahü Ekber diye tekbîr sesleri ile, beni müşriklerin pisliklerinden ve câhiliyye zemânının kötülüklerinden temizlediler diye sesler geliyordu. Sonra bütün putlar yüz üstü yere düşdü. En iri put olan hubele bakdım, başaşağı bir taşın üzerine düşmüşdü. Birisinin Âmine Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” doğurdu diye nidâ etdiğini işitdim.