Yirmi günlük nemâzlarını kazâ eder. O hâlde nifâs gününü de ezberlemek lâzımdır. İkinci çocukda kan, kırk günden önce, meselâ otuzbeş günde kesilirse, bunun hepsi nifâs olur ve âdeti yirmibeş günden, otuzbeş güne değişmiş olur. Ramezânda, sahûrdan [ya’nî fecrden] sonra, hayzdan veyâ nifâsdan kesilen o gün yimez, içmez. Fekat, o günü kazâ eder. Hayz ve nifâs sahûrdan sonra başlarsa, ikindiden sonra da olsa, o gün yiyip, içer.
Hayz ve nifâs günlerinde nemâz, oruc, câmi’ içine girmek, Kur’ân-ı kerîmi okumak ve tutmak, tavâf, cimâ’, dört mezhebde de harâmdır. Orucları kazâ eder. Nemâzları kazâ etmez. Nemâzları afv olur. Her nemâz vaktinde abdest alıp, o nemâzı kılacak kadar zemân oturup zikr, tesbîh ederse, en iyi nemâzın sevâbını kazanır.
[Sekiz yaşını temâmlıyan kıza, anasının, anası yoksa, ninelerinin, ablalarının, hala ve teyzelerinin hayz ve nifâs ilmini bildirmeleri farzdır. Bildirmezlerse, kendileri ve zevcleri büyük günâha girerler.]
(Cevhere) kitâbında buyuruyor ki, (Kadının, hayz başladığını kocasına bildirmesi lâzımdır. Kocası sorunca bildirmezse, büyük günâh olur. Temiz iken, hayz başladı demesi de, büyük günâhdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Hayzın başladığını ve bitdiğini kocasından saklayan kadın mel’ûndur) buyurdu. Hayz hâlinde de, temiz iken de kadına dübüründen yaklaşmak harâmdır. Büyük günâhdır). Böyle yapan, mel’ûndur. Puştluk, ya’nî cinsî sapıklık denilen oğlan kirletmek dahâ büyük günâhdır. Buna (Livâta) denir. Enbiyâ sûresinde, livâtaya (Habîs işdir) buyuruyor. Kâdî zâdenin, (Birgivî) şerhinde, Peygamberimiz, (Lût kavmi gibi livâta yapanları, suç üstü yakalarsanız, ikisini de öldürünüz!) buyurdu. Ba’zı âlimler, ikisini de yakmalıdır, dedi. Livâta yapanlar arasında sür’at ile yayılan Aids denilen korkunç hastalığın domuz eti yiyenlerde dahâ vahîm olduğu Amerikada tesbît edilmişdir. 1985 de virüsü teşhîs olunan bu hastalığın ilâcı bulunamamışdır.
Farz olan guslün üçüncüsü, cünüb oldukdan sonra, nemâz kılması lâzım olduğu zemân yıkanmakdır. Cünüb olmak üç dürlüdür: Haşefe, ya’nî zekerin ucu [sünnet derisi altındaki, yuvarlak kısm] ferce dâhil olunca veyâ erkekde koyu beyâz ve kadında akıcı sarı menî, yerinden şehvetle kopup çıkınca veyâ ihtilâm ile, ya’nî rü’yâda şehvetlenip uyandığı zemân, menî veyâ mezy akmış olduğunu görünce, erkek ve kadın cünüb olur. Hanefîde ve şâfi’îde, vedî ve mezy çıkınca cünüb olmaz. Fekat, çıkmış olan menî sıcakdan incelerek mezy gibi görünür.
Cum’a, fıtr bayramı ve kurban bayramı nemâzları için ve Arefe günü, Arafât meydânında gusl abdesti almak sünnet-i zevâiddir. Cünüb olduğunu unutan, Cum’a nemâzı için gusl ederse, temiz olur. Fekat, farz sevâbına kavuşamaz.
Meyyiti gasl etmek, vâcib-i kifâyedir. Cenâze yıkanmadan, nemâzı kılınmaz.
Kâfir, müslimân olunca, gusl abdesti alması müstehabdır.
Bu onbirden başka, hac ve ömre için ihrâma girerken, Mekkeye, Medîneye girerken, Müzdelifede vakfeye dururken, cenâze yıkayacağı zemân, hacamat oldukdan sonra, Kadr, Arefe, Berât gecesi ve deli iyi olunca, çocuk onbeş yaşına girince gusl etmek müstehabdır. Hayz bitince, cimâ’ ederse ikisi için bir gusl yetişir. Cum’a ve bayramda, başka sebeble gusl edince, bu nemâzların gusl sevâbı hâsıl olur.
Dayak yimek, ağır birşey kaldırmak veyâ bir yerden düşmek gibi sebeblerle menî çıkınca, hanefîde ve mâlikîde gusl lâzım olmaz. Şâfi’î mezhebinde ise, lâzım olur. Şâfi’î mezhebini taklîd eden hanefînin, buna da dikkat etmesi lâzımdır.
Şehvet ile yerinden ayrılan menî, idrâr yolunda kalıp, dışarı çıkmazsa, gusl lâzım olmaz. Sonra buradan, şehvetsiz de çıkınca, gusl lâzım olur. İhtilâm olan, ya’nî rü’yâda şehvetlenen kimse, uyanıp, eli ile zekerini sıkıp, menî akmasa, şehveti geçdikden sonra akınca, gusl lâzım olur. Cünüb olup, bevl yapmadan gusl eden kimseden, sonra menînin geri kalan kısmı, şehvetsiz aksa, tekrâr gusl lâzım olur.