[Kâfirlerin âdetlerini yapmak, onlara benzemek niyyeti ile olmazsa ve harâm veyâ kötü âdetler değilse, fâideli şeyler ise, câiz olur. Onlar gibi yimek, içmek böyledir. Onlara uymak için olur veyâ harâm veyâ fenâ şeyler ise, harâm olur.
(Uyûn-ül-besâir)de diyor ki, (İnsan resmi veyâ heykeli yapıp, bu insanda ülûhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanarak veyâ bunun kâfir olduğunu bilerek, bunların karşısında, hurmet, ta’zim bildiren birşey söylese veyâ yapsa, meselâ secde etse, yehûdîlerin ve nasârânın bağladıkları Zünnâr denilen kuşağı ve onların dinlerine mahsûs şeyleri kullansa, kâfir olur. Kâfirlere mahsûs olan şeyleri harbde hîle olarak kullanırsa, kâfir olmaz). Canını, malını, rızkını kurtaracak kadar kullanması özr olur. Dahâ fazlası küfr olur. Allahü teâlâya mahsûs olan sıfatlara ülûhiyyet sıfatları denir. Akâid ve fıkh kitâblarının çoğunda, meselâ (Dürer)in nikâhdan önceki faslında diyor ki, (Bir kimse, kalbi îmân ile dolu olduğu hâlde, küfre sebeb olan birşeyi, zarûret olmadan, ya’nî istiyerek söylerse, kâfir olur. Kalbindeki îmânın fâidesi olmaz. Çünki, bir kimsenin kâfir olduğu sözünden anlaşılır. Küfre sebeb olan şeyi söyleyince, insanlar arasında da, Allahü teâlâ yanında da kâfir olur). İş ve giyim ile hâsıl olan (Küfr-i hükmî)nin de böyle olduğu, (Şerh-i mevâkıf)ın altıncı mevkıf, üçüncü mersadında yazılıdır].
Kâfirlerin ibâdetlerini, ibâdet olarak yapmak, meselâ kiliselerinde çaldıkları org gibi çalgıları ve çanları câmi’lerde çalmak ve islâmiyyetin kâfirlik alâmeti saydığı şeyleri, zarûret, cebr olmadan kullanmak küfr olur. Îmânı giderir. [İkinci kısmda, 72. ci maddenin sonuna bakınız!].
15 — Nemâzdan olmıyan fazla hareketler, nemâzı bozar. Rükü’u ve secdeleri çok yapmak ve abdest almağa gitmek bozmaz. Akreb, yılan öldürmek gibi özrlü çok hareketler de bozmaz. [Mekrûhların onyedincisine ve yirmialtıncısına bakınız!]. Bir elin hareketi üçden az olursa bozmaz. İki el ile bir hareket de, bozar denildi. Nemâz içindeki tekbîrlerde, elleri kulaklara kaldırmak bozmaz, mekrûhdur.
16 — Necs yerde durmak ve secde etmek bozar. Necs yere temiz şey sererse, bozmaz. Giyilmiş olan ayakkabı, elbise, insanın derisi demekdir. Palto ucunu pis yere getirip secde edilemez. Paltoyu çıkarıp da sermelidir. [Necâset bulaşmış ayakkabı ile cenâze nemâzı kılınmaz.]
17 — Bir rüknde, üç kerre sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veyâ derisinde, elbisesinde nemâzı bozacak kadar necâset olursa veyâ imâmın önüne geçerse veyâ [aynı imâma uymuş olan] kadınla bir hizâda olursa bozulur. Bunları kendi yaparsa, derhâl bozulur. [Yetmişinci maddede cemâ’at ile nemâza bakınız!].
18 — Necs yere, renk, koku, nem geçiren şey serip üzerinde kılmak bozar. Geçirmezse, bozmaz. Fazla toprak örtüp kılınca bozmaz.
19 — Özrsüz, göğsünü kıbleden çevirince hemen bozar. Yüzünü, başka uzvunu çevirmek bozmaz, mekrûh olur. Elinde olmıyarak çevrilince, bir rükn devâm ederse, bozar. Kıbleye karşı bir saf (bir buçuk metre) yürüyünce bozulmaz. Kıbleye karşı değilse veyâ kıbleye karşı devâmlı olarak dahâ çok yürürse, bozulur. Bunun için, yürüyerek nemâz kılmak câiz değildir.
20 — Öpülen veyâ şehvet ile tutulan kadının nemâzı bozulur.
21 — Kalbinden irtidâd edenin nemâzı bozulur. [Ya’nî, falanca şey olursa, falancanın sözü doğru çıkar ve Kur’ân-ı kerîm (hâşâ) doğru olmaz, derse veyâ bir kız, bir kâfirle evlenmeğe karâr verirse, hemen kâfir olurlar.] İlerde kâfir olmağa niyyet eden ve küfre sebeb olan şeye inanan hemen mürted olur.
22 — Nemâzda iken, abdestini, guslünü bozacak birşey yapmak harâmdır. Son rek’atde teşehhüd mikdârı oturmadan önce yaparsa, nemâzı hemen bozulur. Teşehhüd mikdârı oturdukdan sonra yaparsa, nemâzı temâm olur. Teşehhüd mikdârı oturmadan evvel, abdesti kendiliğinden bozulursa, hemen gidip tâzeleyip, nemâzına devâm edebilir ise de, başdan kılması efdaldir. [Tekrâr bozulursa veyâ abdest almak güç olursa, nemâza dururken mâlikî mezhebini taklîd eder.