lâ : Durulmaz! demekdir her yerde,
durma hiç! alma hem nefes de!
Bu tertîble oku, itmâm et!
sevâbın cümleye ihsân et!
[Ayn harfi, rükü’ demekdir. Ömer Fârûkun “radıyallahü anh” nemâz kıldırırken, ayakda okumayı bitirip, rükü’a eğildiğini gösterir. Ayn işâreti, hep âyetlerin sonunda bulunmakdadır. Lâ bulunan yerde durulursa, evvelki kelime ile birlikde tekrâr okunur. Âyet-i kerîme sonunda durunca, tekrâr edilmez. İkinci kısmda birinci maddeye bakınız!]
31 — Tertîb sâhibi olan kimsenin, önce kılmadığı nemâzı hâtırlaması, nemâzı bozar. [Fazla bilgi için, yetmişdördüncü maddenin baş tarafına bakınız!].
Kırda ve büyük veyâ küçük câmi’lerin her yerinde, nemâz kılanın önünden, yakın olsun, uzak olsun kadın veyâ erkek veyâ köpek geçerse, nemâzı hiç bozulmaz. Kırda ve büyük câmi’de ayaklar ile secde yeri arasından, küçük mescidde ve odada ise, ayakları ile kıble dıvarı arasından geçen, günâha girer. Kıble dıvarı ile arka dıvarı arası yirmi metreden az olan mescide, küçük denir. Sed, sedir gibi yüksek şeyler üzerinde kılanın, önünden, aşağıdan geçen, başı nemâz kılanın ayaklarından yukarı olursa günâha girer.
Önünden kimse geçebilecek yerlerde, nemâz kılarken, imâm veyâ yalnız kılanın sol kaşı hizâsına, yarım metreden uzun bir çubuk dikmesi sünnetdir. Çubuğu yere dikemezse, secde yerinden kıbleye doğru uzatmak veyâ çizgi çizmek de olur. Geçene, işâretle, yüksek okumakla mâni’ olmak câiz ise de, mâni’ olmamak iyidir.
(Halebî-yi kebîr)de diyor ki, (Dişleri arasından akan kanı yutarsa, ağız dolusu olmadıkça, nemâzı bozulmaz.) Ağız dolusu yutsa da abdesti bozmaz.
Cemâ’atde kadın bulunması, 249 ve 250. ci sahîfelerde yazılıdır. Fâsid olan farzı iâde etmek farzdır. Tahrîmî mekrûh bulunan her nemâzı ve fâsid olan sünnet ve nâfile nemâzları iâde etmek vâcibdir. İkiyüzyetmişüçüncü sahîfeye bakınız!
Mâl-ü mülke olma mağrûr, deme var mı ben gibi?
Bir muhâlif yel eser, savurur harman gibi!
Bu yaşa erişdin ne amel kıldın?
Ömrün gelip geçdi, pişmân mı oldun?
Şimdi huzûruma ne yüzle geldin,
derse Allah, sen ne cevâb verirsin?
İki yol gösterdim, hem akl verdim,
bir yolu seçmekde, serbest bırakdım.
Dînin emrlerini terk edip, nefsine uydun,
derse Allah, sen ne cevâb verirsin?
Soğuk, sıcak dedin, abdest almadın,
dünyâya daldın, nemâz kılmadın.
Cenâbet gezip, gusl etmedin,
derse Allah, sen ne cevâb verirsin?
Niçin, abdest alıp, kılmadın nemâz,
yalvarıp Hâlıka, etmedin niyâz?
Gusl abdesti almak lâzım kış ve yaz,
derse Allah, sen ne cevâb verirsin?