İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh”, (Mektûbât)ın birinci cild, kırkbeşinci mektûbunda buyuruyor ki: (Ramezân-ı şerîf ayında yapılan nâfile nemâz, zikr, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâb, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda, bir orucluya iftâr verenin günâhları afv olur. Cehennemden âzâd olur. O oruclunun sevâbı kadar, ayrıca buna da sevâb verilir. O oruclunun sevâbı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların işlerini hafîfleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de afv olur. Cehennemden âzâd olur. Resûlullah, bu ayda, esîrleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene, bu işleri yapmak nasîb olur. Bu aya saygısızlık edenin, günâh işleyenin bütün senesi, günâh işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhıreti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’ân-ı kerîm Ramezânda indi. Kadr gecesi, bu aydadır. Ramezân-ı şerîfde, hurma ile iftâr etmek sünnetdir. İftâr edince, (Zehebezzama’ vebtelletil urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) okumak [sünnet olduğu (Tebyîn)in Şelbî hâşiyesinde yazılıdır.], terâvîh kılmak ve hatm okumak mühim sünnetdir).
ORUCUN FARZI ÜÇDÜR: 1- Niyyet etmek, 2- Niyyeti ilk ve son vaktleri arasında yapmak, 3- Fecr-i sâdık, ya’nî tan yeri ağarmasından, güneşin batmasına kadar olan zemân [ya’nî şer’î gündüz] içinde, orucu bozan şeylerden sakınmakdır.
SEKİZ DÜRLÜ ORUC VARDIR: 1- Farz oruclar: Farz oruc da, iki kısmdır: Mu’ayyen zemândaki oruc, Ramezân-ı şerîf orucudur. 2- Mu’ayyen zemânda olmıyan farz oruclar: Kazâ ve keffâret orucları böyledir. Fekat, keffâret orucları farz-ı amelîdir. Ya’nî, inkâr eden kâfir olmaz. 3- Vâcib oruclar: Bunlar da, mu’ayyen olur. Belli gün veyâ günler oruc adamak gibi. 4- Gayr-i mu’ayyen oruclar: Herhangi bir veyâ birkaç gün oruc adamak gibi. 5- Sünnet olan oruclar: Muharremin dokuzuncu ve onuncu günleri oruc tutmak gibi. 6- Müstehab oruclar: Her arabî ayın 13., 14. ve 15. ci günleri oruc tutmak gibi ve yalnız Cum’a günü oruc tutmak gibi ve kurban bayramı arefesinde oruc tutmak gibi. Yalnız Cum’a günü oruc tutmak mekrûh olur da denildi. Cum’a günü oruc tutmak isteyenin, perşembe veyâ cumartesi günü de tutması iyi olur. Çünki, sünnet veyâ mekrûh denilen bir işi yapmamak lâzımdır. 7- Harâm oruclar: Fıtr bayramının birinci günü ve kurban bayramının her dört günü oruc tutmak harâmdır.
8- Mekrûh oruclar: Muharremin yalnız onuncu günü oruc tutmak ve yalnız cumartesi günleri oruc tutmak ve Nevruz ve Mihrican günleri oruc tutmak ve bütün sene, hergün oruc tutmak ve konuşmamak şartı ile oruc tutmak mekrûhdur.
(Merâkıl-felâh)daki hadîs-i şerîfde, (Ayı görünce oruc tutunuz! Tekrâr görünce, orucu bırakınız!) buyuruldu. Bu emre göre, Ramezân ayı, hilâlin [yeni ayın] görülmesi ile başlar. Hilâli görmeden önce yapılan hesâb ile, takvîm ile başlamanın câiz olmadığını, (İbni Âbidîn) kıble bahsinde ve (Eşi’at-ül-leme’ât) ve (Ni’met-i islâm) sâhibleri bildirmişlerdir. Şa’bân ayının otuzuncu gecesi, güneş gurûb edince, hilâli aramak ve görünce gidip kâdîya haber vermek, vâcib-i kifâyedir. Takıyyuddîn Muhammed ibni Dakîk diyor ki, (İctimâ’ı neyyireyn)den 1-2 gün geçmeden, hilâl hiç görülemez. [89. cu maddeye bakınız!]
Dört mezheb âlimleri sözbirliği ile bildiriyorlar ki, oruca fecr-i sâdık denilen beyâzlığın, üfk-ı zâhirî hattının bir noktasında ağarması ile başlanır. (Mültekâ) kitâbında buyuruyor ki: (Oruc, fecrin ağarmasından, güneş batıncaya kadar, yimeği, içmeği ve cimâ’ı terk etmekdir. Bir gün evvel güneş batmasından, oruc günü (Dahve-i kübrâ)ya kadar, Ramezân orucuna kalb ile niyyet etmek de farzdır. Belli gün olan adak orucunun ve nâfile orucun niyyet zemânı da böyledir. Hergün ayrı niyyet etmek lâzımdır. Ramezân orucuna niyyet ederken, Ramezân demeyip, yalnız oruc demek veyâ nâfile oruc demek de câizdir. Dahve-i kübrâ vakti, oruc müddetinin ya’nî şer’î gündüz müddetinin yarısıdır ki, zevâl vaktinden öncedir.