Kimisi belâgati, i’câzı görür görmez îmân etdi. Kimisi, insan bunu söyliyemez diyerek, ister istemez tasdîk etdi. Muhammed “aleyhisselâm”, bunu birkaç kimse ile birlikde yapmış olsaydı, düşmanlar da bir araya gelerek, bunun gibi yapabilirdi. Çünki, müslimânlarda olduğu gibi, kâfirler arasında da, kuvvetli edîb, fasîh kimseler vardı. Sonra, bununla meydân okurken, malı, mülkü, mevkı’i ve hükûmeti yokdu ki, yardımcılarını bunlarla susdurdu denilsin. Kur’ân-ı kerîm, Tevrât, Zebûr ve İncîl gibi, topluca meydâna konmadı ki, yardımcıları, bu eserlerin böyle kıymetli olacağını önceden düşünememişlerdi, sonradan pişmân oldularsa da, iş işden geçmişdi denilsin. Kur’ân-ı kerîm yavaş yavaş yirmiüç senede indi. Her âyet gelince, herkes hayrân kalıyordu. Yardımcıları olsaydı, ne kadar sabrlı, fedâkâr olsalar da, kendi eserlerinin, böyle şân ve şerefini görüp de, yirmiüç sene seslerini çıkarmaz, susabilirler mi idi?
A.Y. — Sözün doğrusu, Kur’ânı, Muhammed “aleyhisselâm”, yalnız kendi yapmışdır.
S.P. — Kur’ân-ı kerîmi siz, nasıl buluyorsunuz?
A.Y. — Çok fasîh, pek belîg, hikmet dolu.
S.P. — Demek, bunu yapan hakîm olmalı.
A.Y. — Evet.
S.P. — Demek ki, Muhammed “aleyhisselâm” hakîm idi.
A.Y. — Şübhesiz hakîm idi.
S.P. — Yalan söyliyen hakîm olur mu?
A.Y. — Olmaz.
S.P. — Muhammed aleyhisselâmın hakîm olduğunu söyliyorsunuz ve hakîm, doğru söyler diyorsunuz. Zâten, bütün hıristiyanların, Onun doğru olduğunu bilmesi lâzımdır. Çünki, Mardin köylerinden birinde bulunan “Deyr-i Za’ferân” adındaki büyük kilisede, nasârânın arabî yazılmış târîh-i mukaddes kitâbından birinde, (Muhammed aleyhisselâma peygamberliğinden evvel herkes, emîn olan Muhammed derdi. Çünki, doğruluğu ile meşhûr idi) okumuşdum. İşte, o doğru sözlü Muhammed “aleyhisselâm”, bize haber verdi ki, (Kur’ân-ı kerîm, insan sözü değildir. Allah kelâmıdır). Buna ne dersiniz? Hayır inanmam derseniz, onun hakîm olduğuna da inanmamış olursunuz. Hakîm idi, sözünde duruyorsanız, Onun sözüne de inanmanız lâzım gelir.
A.Y. — Doğrusunu istiyorsanız, Muhammed “aleyhisselâm” Peygamber idi. Fekat yalnız Arabların Peygamberi idi.
S.P. — Teşekkür ederim. Şübhe bulutları sıyrılıp, hakîkat ışıkları parlamağa başladı. Hakîm yalan söylemez dediniz. Peygamber hiç yalan söyler mi? O hiç söylemez. Öyle ise, Muhammed aleyhisselâmın bütün insanlara, her millete de Peygamber olduğuna inanmanız lâzımdır. Çünki, O bize; (Ben bütün insanların ve Cinnîlerin hepsinin Peygamberiyim) diye haber veriyor. Buna ne dersiniz?
Birkaç sâniye durdukdan sonra, kalkıp gitdi ve bir dahâ yanıma gelmedi.
(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) ve (Kur’ân-ı Kerîm ve İncîller) ve (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kısmlarında ve (Cevâb Veremedi) kitâbında hıristiyanlık dîni üzerinde geniş bilgi vardır.
Allaha tevekkül edenin yâveri Hakdır.
Na-şâd olan bu kalbim, birgün şâd olacakdır.