Bunlar, erimez maddeler hâlinde çimento içine bırakılmakdadır. Fransızlar, radioaktif artıkları bir jel ile tutup polietilenle kaplı çelik kablarda saklamakdadırlar.
Radioaktif havayı da süzerek temizlemek lâzımdır.
Atom merkezlerinde çalışanlar, tabîb mu’âyenesine tâbi’ tutulmakdadır. Şuâ’lara yakalananların teşhîs ve tedâvisi için, kan formülü tedkîk edilmekdedir. Son zemânda, Yugoslav atom işçilerini tehdîd eden kazâ, çabuk ve müessir bir tedâvî lüzûmunu isbât etdi.
Reaktörün fe’âl sâhasında insan bulunmaz. Burada, bütün işler, tele-idâreli [uzakdan idâre edilen] veyâ otomatik âletlerle yapılmakdadır. Bu sâhanın dışında, insanlar çalışabilir. Bunlar ancak dikkatli bir yıkama, elbise değişmesi ve başka sıhhî tedbirler aldıkdan sonra, buraları terk edebilirler. Kendini himâye etmek ve gelen şuâ’ları tanıyabilmek için, herkesin üzerinde fotoğraf filmleri ve ceb sayacı bulunur. Atom fabrikasına hâricden kimse sokulmaz.
Etrâfa saçılan radioaktif maddeler ve izotoplar, insanlarda şuâ’ların sebeb olduğu, tehlükeli te’sîrleri hâsıl eder. Bu da, spektroskopda belli olur. Bugün 2.10-10 curie’yi belli eden âletler yapılmışdır. Curie, şuâ’ların mikdârını ölçmede kullanılan birimin [ölçü vâhidinin] ismidir. Normal olarak, bir gram insan kemiği külü, gıdâlarla alınan, günlük Radium ve Thoriumdan husûle gelen, 5.10-13 curie ihtivâ etmekdedir. Bu mikdâr, artmadan, hergün yenilenmekde, idrâr ve kazûrat ile muntazam çıkarılmakdadır. Dünyânın, ortalama senelik şuâ’lanması, 0,1 rad’dır. Buna mukâbil, Hindistânın cenûbundaki Kerala civârında 1,3 rad’dır. Çünki, Kerala yakınında monazit minerali çok bulunmakdadır. Bir mineral içinde % 19 thorium ma’deni vardır. Bununla berâber, Brezilyada, bu mıntıkada oturanlar, şuâ’lanmadan husûle gelecek zararları önlemek için tedbîr almamakdadır.
Şuâ’ların hâd te’sîrinden başka müzmin ve bilvâsıta olan te’sîrleri de mühimdir. Sigorta şirketlerinin istatistikleri, Amerikan radyologlarının ömrlerinin kısaldığını göstermekdedir.
LASER: Bir cam tüp içine kristal hâlinde bir katı veyâ sıvı yâhud bir gaz konur. Tüpün bir ucuna yarı sırlı, diğer ucuna tam sırlı birer ayna yerleşdirilir. Tüpe çok kuvvetli enerji verilir. Bu, ışık, elektrik veyâ kimyâ enerjisi olabilir. Tüpdeki maddenin atomları enerji emerek, elektronları yörünge değişdirir. Bu değişmeden, foton denilen enerji saçarlar. Fotonlar, diğer atomlara da te’sîr ederek onların da foton yaymasına sebeb olurlar. Açığa çıkan foton [Şuâ’] enerjisi, aynalar arasında gidip gelerek kuvvetlenir ve yarı sırlı aynadan dışarı çıkar. Laser şuâ’ı olurlar. Laser şuâ’ları, paralel, aynı dalga boyuna sâhib, tek renkli, hemen hemen düz dalgalardan meydâna gelir. Laser şuâ’ları, delme, kaynatma, haberleşme, tıb, ölçme, harb vâsıtaları gibi sâhalarda kullanılmakdadır. Amerikalılar, güneş enerjisinden istifâde ederek Laser yapabilmek için, fezâda tesîsât kurmağa çalışmakdadırlar.
Kim bulur, zor ile, maksadına, her zemân zafer,
gelir elbet zuhûra, ne ise hükm-i kader!
Hakka bırak her işini, esbâba yapış yeter,
bu sözüm olsun sana, ârif isen, her an rehber:
Mihneti kendine zevk etmekdir, âlemde hüner,
gam ve neş’e insanda, böyle gelir, böyle gider.