Bağçe sularken hortumdaki deliklerden suyu fışkırtan, su basıncı olduğu gibi, damarlardaki kanın da bir basıncı vardır. Aortdaki kan basıncı, ince damardaki kanın basıncından çokdur. Kol atardamarında tansiyon onikidir. Ya’nî, oniki santimetre yüksekliğindeki cıvanın, tabanına yapdığı basınca eşitdir. Bu da 12×13,6=163 gram/santimetre karedir. (Basınc), bir santimetrekare yüzey üzerine, dik etki eden kuvvet demekdir. Normal tansiyon mikdârı, yaşa göre ve insanın yapısına göre değişir. Bâzû atardamarı tansiyonu onaltı olan sağlam insan çokdur. Damar kireçlenerek veyâ üzülmek, kızmak sonucu sinir bozulması ile, kasları büzülerek [kramp] daralırsa, tansiyon artar. Nikotin gibi ba’zı zehrler ve böbrek hastalığında kana yayılan toksinler de, damarları daraltarak tansiyonu yükseltir.
Kan tazyîkınin yükselmesi devâmlı ise, sebeblerini aramalı, bunları tedâvî etmelidir. Bedeni ve âsâbı yormamalı, üzülmemelidir. Âsâbı teskîn edici ilâc almalıdır. Kâfî mikdârda uyumalıdır. Az tuzlu ve az yağlı perhîz yapmalıdır. İdrâr söken ilâc vermelidir. Kramp, kabz olursa, potassium vermelidir. Baş ağrısına aspirin değil, antihistaminler vermelidir. Nöbet hâlinde, pirinc, meyve ve şekersiz perhîz yapılır. A vitamini, ökse otu [Gui], sarmısak fâidelidir. Menopose zemânında kadınlarda olan tazyîk artması mühim değildir. Tuzu az perhîz, ikinci kısmın kırkaltıncı maddesinin yirmidokuzuncu sırasında yazılıdır. Diyastolik tazyîk, ya’nî ölçü âletinin gösterdiği küçük tazyîk onüçden yukarı ise, kalb veyâ böbrek üzerinde durulur. Tuzsuz perhîz ve yatakda istirâhat lâzım olur. Tazyîk düşürücü ilâclar verilir. Böbrek, kalb, kebed, bağırsak hastalarında, bunlar tedâvî edilince, tansiyon normale iner. Bu tedâvîlerin tabîb tarafından yapılması lâzımdır. Bilhâssa kadınlarda, kan kaybını durdurmak için, sabâh akşam aç karna, nohud kadar damla sakızı yutmak ve (Sang-Dragon) kardeşkanı denilen kırmızı sakızdan 1-5 gram kadar yimek fâidelidir. Altıyüzellidördüncü [654] sahîfeye bakınız!
Tansiyon düşmesi de tehlükelidir. Düşük tansiyonu tabî’î hâle yükseltmek için tuzlu ayran ve bol su içmeli, yine düşerse tabîbe mürâce’at etmelidir.
KAN GRUBLARI: Birinci cihân harbinden önce, kansız bir kimseye, başka bir insanın kanı şırınga edilince, ba’zan, hemen ölüyordu. Bunun önüne geçilemiyordu. Ba’zı kimselerin kanının serumunda, belli iki maddenin bulunduğu görüldü. Agglütinin denen bu maddeler birbirine benzemez. Biri α [alfa] ile ikincisi β [beta] ile gösterilir. Ba’zı kimsenin alyuvarlağında da, pıhtılaşabilen iki madde bulunuyor. Bunlar da, birbirine benzemez. Birine A, ikincisine B denir. Bir insana kan verildiği zemân, A özellikli alyuvarlar, α maddesi bulunan seruma gelince veyâ B özellikli alyuvarlar, β bulunan seruma gelince (Agglutination) olur. Ya’nî, dışardan gelen kandaki alyuvarlar bir araya yığılıp, pıhtı hâlinde çöker ve kan verilen kimse hemen ölür. Her insanın kan serumunda, kendi alyuvarlarındaki pıhtılaşabilen maddeyi pıhtılaşdırmıyan agglütinin bulunur. Yoksa, herkesin kanı, kendiliğinden pıhtılaşarak ölürdü. Bu bakımdan dört dürlü kan gurubu vardır:
1 — 0 [sıfır] grubu: Bu grubda bulunanların alyuvarlarında A ve B maddeleri yokdur. Serumlarda α ve β vardır. Bunların alyuvarları hiç bir serumda pıhtılaşmaz. Herkese kan verebilirler. Verdikleri kan az olduğundan, serumla verilen α ve β agglütininleri, kan alan kimsenin alyuvarlarını pıhtılaşdırmaz. Bu grubdakiler, başka grubdakilerden kan alamazlar.
2 — A grubu: Bu grubda olanların alyuvarlarında, yalnız A maddesi vardır. Serumlarında yalnız β bulunur. Bunlara yalnız kendi grublarında veyâ 0 grubunda bulunan kimselerin kanı verilebilir. Bunlar, yalnız kendi grublarında veyâ AB grubunda bulunanlara kan verebilirler.
3 — B grubu: Bu grubda bulunanların alyuvarlarında yalnız B vardır. Serumlarında, yalnız α bulunur. Bu grubdan veyâ 0 grubundan kan alabilirler. Ancak kendi grubuna veyâ AB grubundakilere kan verebilirler.
4 — AB grubu: Bu grubda olanların alyuvarlarında hem A ve hem de B bulunur.