1249

yukarısında dahâ hafîf gaz tabakaları ile örtülüdür. Okyânusların sekizyüz metre derinliğinde yaşıyan balıklar, havaya çıkarılınca parçalandığı gibi, insanlar da, hava basıncı altından çıkarılınca yaşayamaz. Hava, deniz kenârında, bir santimetre kare satha, bir kilogram tazyîk yapmakdadır. Bu basınc mikdârına, bir (Atmosfer) denir ki, yetmişaltı santimetre [76 cm] yüksekliğindeki cıvanın basıncına eşitdir. Cıvanın özgül ağırlığı 13,6 gr/cm3 olduğu için, binotuzüç santimetre [76×13,6=1033,6] suyun basıncı, ya’nî on metre ve otuzüç santimetre yüksekliğindeki suyun basıncı, bir atmosferdir. İnsan derisinin yüz ölçümü, ortalama birbuçuk metre kare olduğuna göre, hava, hepimizi onbeş ton kuvvetle ezmekdedir. Bu büyük kuvvet altında, pestil hâline gelmeyişimiz, teneffüs sâyesindedir. Teneffüs yolları, akciğer keseleri, kapiller ve kan damarları ile, vücûdümüzün bütün hüceyrelerine hava gitdiğinden, içimizde de, hâricdeki tazyîka müsâvî bir basınc mevcûddür. Sıcak havada tazyîk azalır, barometre düşer. Soğukda ise yükselir. Bu tazyîk tehavvülü, sıhhatimiz için çok mühimdir. Bu tehavvül olmasaydı, bildiğimiz hastalıkların dörtde biri mevcûd olmazdı. Sıhhî ıklîmler, kırların ve kışın yaylaların, ilkbehârda hâtt-ı üstüvâ [ekvator] adalarının ıklîmleridir.

Hava ile yeryüzü, elektrik bakımından birbirine karşı, bir pilin kutupları vaz’ıyyetindedir. Hava artı, erd eksi yüklüdür. Bu iki kutup arasında yaşamakda olan insan elli litre tuzlu su taşıdığından, kuvvetli bir nâkildir. Üzerimiz yüzbinlerce kıl ile örtülü olduğundan bir verici istasyonu hâlindeyiz.

Yüz litre havada, yetmişsekiz litre azot, yirmibir litre oksigen, bir litre argon gibi necîb gazlar ve 0,03 litre karbondioksid gazı [CO2] bulunur. Hava, bu gazların karışımıdır. Havada gaz hâlinde bulunan azot, yumurta akı, ekmek, et gibi cismlerin yapı maddesidir. Böyle azotdan yapılmış maddelere (Protein) diyoruz. Proteinler, aminoasidlerin peptidleşmesinden hâsıl olan polipeptid yapısındadır. Bunlar, protoplazmanın yapı taşı olduğundan, proteinsiz, ya’nî azotsuz yaşanmaz. Yalnız yağ, şeker, nişasta gibi azotsuz gıdâlarla beslenen bir hayvan, yaşıyamaz. İnsan, hergün gıdâlardan sekiz gram azot almak mecbûriyyetindedir. Lâkin ne insan ve ne de hayvan ve ne de nebâtlar, havadaki azotu alamıyoruz. Zîrâ, azot moleküllerindeki ikişer atom, birbiri ile kuvvetli bağlı olup, kolay ayrılmıyor. Bileşik cism yapmak için atomlar birleşir demişdik.

Havada oksijen bulunmasaydı veyâ oksijen mikdârı yüzde 21 den az veyâ çok olsaydı, zararlı olur, hiçbir canlı nefes alamaz, yaşayamazdı. Yer yüzünde hiçbir insan, hayvan, nebât bulunmazdı. Yağmurlu, karlı ve fırtınalı havalarda oksijen mikdârı hiç değişmiyor. Allahü teâlâ değişmekden muhâfaza ediyor. Allahü teâlâ, insanlara büyük ni’met olarak, Peygamberleri gönderip îmânı bildirdi. Havadaki oksijen mikdârını yüzde 21 olarak sâbit tutuyor. Bu ni’metlerin kıymetlerini anlamalı, her nefesde hamd etmeliyiz. Görmek, işitmek ve söylemek ni’metlerinin kıymetlerini hiç düşündünüz mü? Bu ni’metler için, gece gündüz durmadan hamd etsek karşılık yapabilir miyiz? Lâzım olan hamd ve şükr yapılmadığı için, bunları geri alıyor mu? Almıyor. Afv ediyor. Hamd ve şükr etmiyenlerin, hattâ inkâr edenlerin, dünyâ ni’metleri içinde, râhat ve mes’ûd yaşadıklarını, ba’zı sevilmişlerin de sıkıntılar çekdiklerini görüyoruz. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin zındanda işkence yapılarak öldürülmesi ve imâm-ı Rabbânînin üç oğlunun bir günde vefât etmeleri böyledir. Bunun sebebini ârifler anlamakda ve talebelerine bildirmekdedir. Bunlar sizi aldatmasın! Çünki, Allahü teâlânın afv ve sabr sıfatları, diğer sıfatları gibi sonsuzdur. Bizim gibi câhiller, böyle afv ve merhamet sâhibi Rabbimize karşı kusûrlarını bilmeli, Ona karşı şükrde hiç kusûr yapmamalı, emrlerine ve yasaklarına, ya’nî islâmiyyete bütün gayretimiz ile sarılmalıyız.

Bir azot deryâsı olan hava içinde yaşadığımız ve hergün bin litre azot ciğerlerimize kadar girdiği hâlde, hayâtımıza çok lüzûmlu olan bu azotu, hüceyrelerimize havadan alamıyoruz. Mahlûkatı sıkan en büyük derdlerden biri açlıkdır. Her sene milyonlarca hayvan ve nebât açlık derdinden telef olmakdadır

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.